Esas No: 2011/5888
Karar No: 2011/7010
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5888 Esas 2011/7010 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : NİĞDE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2011
NUMARASI : 2010/435-2011/82
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaş olduğu 1552 ve 1561 parsel sayılı taşınmazlarına davalının haksız yere işgal etmek ve kullanımına engel olmak suretiyle müdahalede bulunduğunu, ayrıca 1561 sayılı parselinden 4-5 adet adet söğüt ağacı ile 1552 sayılı parselinden de 4- 5 adet elma ve kayısı ağaçlarını keserek ve taşınmazlarda hayvan otlatarak zarar verdiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, 1561 parsel sayılı taşınmazı davacının icara vermek suretiyle kullandığını, 1552 sayılı parselde ise vaki payını tasarruf ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairece; “... çekişme konusu 1561 parsel sayılı taşınmazda davacının kayden paydaş olduğu ve davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, diğer dava konusu 1552 parsel sayılı taşınmazın ise paylı mülkiyet üzere olup, taraflar ile dava dışı kişi adına kayıtlı bulunduğu, mahkemece davalının 1561 parsel sayılı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle saptanan ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, çekişmeli 1561 sayılı parsel bakımından mutlak surette elatmanın önlenmesi kararı verilmesi gerekirken, davacının payına vaki elatmanın önlenmesine hükmedilmiş olması doğru değil ise de, davacı hükmü temyiz etmediğinden bu hususun bozma nedeni yapılmadığı, ancak, gerek 1552, gerekse 1561 sayılı parseller üzerinde bulunup da, tazminat isteğine konu edilen ve kesildiği öne sürülen ağaçların, davalı tarafından söküldüğü kanıtlanmamasına karşın, bu hususun 1552 sayılı parsel bakımından kabul kapsamına alınarak tazminata hükmedilmiş olmasının doğru görülmediği, diğer yandan, 1552 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalı vekilince dosyaya 29.6.08 tarihli harici belge sunulmuş olduğu ve bu belgenin davaya etkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinin zorunlu olduğu, hal böyle olunca; 1552 sayılı parsel hakkındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri yönünden, dosyaya sunulan 29.06.08 tarihli harici belgenin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ve anılan parselle ilgili ağaç bedelinden kaynaklanan tazminat talebinin de reddi gerektiği” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davalının 1552 parsele elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteklerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkin olup, Daire bozma kararında özetle; çekişme konusu 1561 parsel sayılı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesine ve saptanan ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak gerek 1552, gerekse 1561 sayılı parseller üzerinde bulunup da, tazminat isteğine konu edilen ve kesildiği öne sürülen ağaçların, davalı tarafından söküldüğü kanıtlanamasına karşın, bu hususun 1552 sayılı parsel bakımından kabul kapsamına alınarak tazminata hükmedilmiş olmasının doğru görülmediği, diğer yandan, 1552 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalı vekilince dosyaya 29.6.2008 tarihli harici belge sunulmuş olduğu ve bu belgenin davaya etkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinin zorunlu olduğu, hal böyle olunca; 1552 sayılı parsel hakkındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri yönünden, dosyaya sunulan 29.06.2008 tarihli harici belgenin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ve anılan parselle ilgili ağaç bedelinden kaynaklanan tazminat talebinin de reddi gerektiği hususlarına değinilmiş, mahkemece de bozmaya uyulmak suretiyle 29.06.2008 tarihli belge içeriğine göre davacının 1561 parsel dışındaki tüm davalardan vazgeçtiğini beyan ettiği ve feragatin şartlı olmadığı gerekçesiyle 1552 parsel yönelik talepler ile ağaç bedeline yönelik taleplerin reddine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak ağaç bedeline yönelik talebin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; davacı aşamalarda ve temyiz dilekçesinde, hükme esas alınan ve içeriği inkar edilmeyen 29.06.2008 tarihli " 1561 parsel sülüğün gölüne ait olan davam hariç tüm mahkemelerden vazgeçiyorum. Yapmış olduğum masraflar karşılığı O... A..."den 20.09.08 tarihli 5000.-YTL alacağım" yazılı belgede ki vazgeçmesinin şartlı olduğunu ve şartın yerine gelmediğini bildirmiştir.
Bilindiği üzere; Feragat, iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesi olup, davaya son veren bir işlemdir. Davasından feragat eden davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümüne konu ettiği haktan vazgeçmiş olur. Feragat neticei talebin yalnız bir kısmı hakkında ise masarifi muhakeme buna göre tayin olunur. Bunun yanısıra feragat şarta bağlanamaz.
Somut olaya gelince; mahkemece 29.06.2008 tarihli belgedeki vazgeçme beyanının şartlı olmadığı kabul edilerek, vazgeçme beyanı doğrultsunda 1552 parsele yönelik taleplerin reddine karar verilmiş ise de, davacının tüm aşamalarda vazgeçme beyanının şartlı olduğunu, 5.000.-TL ödeme şartının yerine getirilmediği ileri sürdüğü, dosya arasında yeralan davalı vekilinin 19.09.2008 tarihli yazılı beyanındaki " davacının 29.06.2008 tarihli yazılı beyanı ile 1561 nolu parsel dışındaki taşınmazlara yönelik dava ve şikayetlerinden 5.000,00.-YTL karşılığı vazgeçtiği " yönündeki anlatımının da, vazgeçme beyanının bedel karşılığı olduğunun davalı tarafın da kabulünde olduğu görüldüğünden, davacının vaçgeçmesinin kayıtsız şartısız olduğundan sözetme imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; HUMK"un 91-95. maddeleri gereğince 29.06.2008 tarihli belgenin kayıtsız şartısız feragat beyanını içermemesi ve şartlı feragat olamayacağından işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de: Daire bozma kararı ile temyiz itirazları reddedilen 1552 parsele yönelik önceki mahkeme hükmü açıkça onanmadığı halde, 1561 parsel yönünden önceki kararın kesinleştiğinden bahisle bu konuda yeniden karar verilmemiş olması da isabetsizdir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.