Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5134 Esas 2011/6715 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5134
Karar No: 2011/6715

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5134 Esas 2011/6715 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5134 E.  ,  2011/6715 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/02/2011
    NUMARASI : 2010/231-2011/54

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları M...’in davalılardan oğlu A...’e verdiği vekaletname kullanılmak suretiyle 4900 ada 1 parsel sayılı taşınmazın A... Tarafından davalı H...’a satış suretiyle temlik edildiğini, onun tarafından da kısa süre sonra davalı R...’ya temlik edildiğini, vekaletnamenin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla verildiğini ve temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalı H...’a temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, ancak son kayıt maliki davalı R...’nın iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın tazminat talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacılar ve davalılar A... Ve H... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal, tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, son kayıt malikinin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle tazminata karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın dört kızı ve bir oğlunun davacı, küçük oğlunun ise davalı olduğu, temlik sırasında gösterilen değer ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, murisin varlıklı bir kişi olduğu gözetildiğinde davalı A... aracılığıyla davalı H...’a yapılan temlikin muvazaalı olduğu anlaşılmakta olup, nitekim bu husus mahkemenin de kabulündedir.
    Ne var ki, mahkemece son kayıt maliki R...’nın iyiniyetli olduğu sonucuna varılmış ise de, özellikle tanık anlatımlarından ara malik H...’ın akraba olduğu, bu durumu Hasan’ın da duruşmadaki beyanı ile teyit ettiği, tüm davalıların aynı mahallede ikamet ettikleri, değerler arasında aşırı fark bulunduğu, ara malik H...’ın taşınmazına bitişik olmasından dolayı satın aldığını savunmasına karşın kısa sayılabilecek bir süre sonra taşınmazı elden çıkarması ve R...’ya temlik etmesinin  çelişki yarattığı sabittir.
    Belirtilen tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, son kayıt maliki Rıza’nın durumu bilen ya da en azından bilmesi gereken konumda olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Bu durumda, anılan davalının TMK’nun 2. maddesi anlamında iyiniyetli sayılamayacağı ve aynı yasanın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, öncelikli istek olan iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalılar A... Ve H... temyiz itirazının reddine, davacıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 06.06.2011   tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara