Esas No: 2011/1011
Karar No: 2011/6493
Karar Tarihi: 31.05.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1011 Esas 2011/6493 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TUZLA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2010
NUMARASI : 2009/882-2010/727
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada:
Davacı, maliki olduğu 7302 ada 2 sayılı parsele davalının müdahale ettiğini ileri sürerek haksız el atmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, müdahalenin davadan sonra ortadan kalktığı, ecrimisil koşullarının da kısmen oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 31.05.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A... A... Geldi, davetiye tebliğine rağmen, temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava ve birleştirilen dava; imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Getirtilen kayıtlardan, 1372 sayılı kadastral parsel 01.07.1991-hükmen suretiyle davacı Kibar Holding adına kayıt maliki iken, taşınmazın 2008 yılında imar uygulamasına alındığı ve oluşan 7302 ada 2 sayılı imar parselinin 20.08.2008 tarihinde davacı adına tescil edildiği; “içinde fabrika binası, idare binası, 2 depo ve misafirhanesi olan arsa” vasfındaki komşu 7302 ada 1 sayılı imar parselinin ise, dava dışı Hazine ile Y... Holding adlarına paylı biçimde kayıtlı 6313 ada 1 sayılı parselin 2008 yılında imar uygulamasına tabi tutulması sonucunda oluştuğu ve halen Hazine ve Y... Holding adlarına paylı biçimde kayıtlı bulunduğu görülmektedir.
Davacı, 7302 ada 2 sayılı parselinin üzerine iki adet bina ile iki adet müştemilat yapılmak , ayrıca zemine beton dökülerek üzerine vinçler, hurda malzemeler, demir bloklar, demir borular ve benzeri ağır malzemeler konulmak suretiyle davalı tarafından işgal edildiğini, bunun yanında taşınmazın etrafının tel çit ile çevrildiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli eldeki davayı açmış; birleştirilen 2010/159 esas sayılı davasında da, asıl davanın açıldığı 06.07.2009 tarihinden itibaren ilave ecrimisil istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delilleden, davacı adına kayıtlı 7302 ada 2 sayılı parselde davalının kayda dayalı bir hakkı olmadığı halde taşınmazı kullandığı, yargılama aşamasında taşınmaz üzerindeki beton zemin dışında muhdesat ve malzemeleri kaldırdığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davalının dava dışı Y... Holding ile aktettiğini savunduğu kira sözleşmesinin davacıyı bağlayacağından söz edilemiyeceği gibi; paydaşlar arasındaki ecrimisil davalarında aranan intifadan men koşulunun somut olayda uygulama yeri bulunmadığı da kuşkusuzdur.
Yukarıda açıklanan saptamalar karşısında, dava tarihi itibariyle haksız el atma olgusunun gerçekleştiği ve bunun sonucunda ecrimisil sorumluluğunun da doğduğu açıktır.
Ancak, haksız elatmanın başlangıç tarihi açıkça belirlenmediği gibi, çekişmeye konu muhdesatlardan beton zeminin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı da tam olarak açıklığa kavuşturulmuş değildir.
Hal böyle olunca, davalının haksız kullanımının başladığı tarihin ve taşınmaz zeminindeki betonun ne zaman yapıldığının tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle araştırılması, özellikle zemin betonunun hangi tarihlerde yapılmış olabileceği konusunda uzman bilirkişilerden rapor da alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilmesi isabetsizdir.
Davacının, temyiz itirazı değinilen nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.