Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/797 Esas 2011/6100 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/797
Karar No: 2011/6100
Karar Tarihi: 24.05.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/797 Esas 2011/6100 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/797 E.  ,  2011/6100 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/12/2006
    NUMARASI : 2004/475-2006/306

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı- birleştirilen davanın davacısı, çekişmeli 1,4,14 ve 17 parsel sayılı taşınmazların, sahte yönetim kurulu kararına dayanılarak düzenlenen vekaletname ile danışıklı temliklere konu yapıldığını ileri sürerek tapularının iptaline ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlar; davalılardan F... Ç..., birleştirilen davası ile maliki olduğu 14 sayılı parsele elatmanın önlenmesini ve ecrimisil istemiş, aşamada ecrimisil isteğini atiye terketmiştir.
    Mahkemece, sahte yönetim kurulu kararına dayalı satışların geçersiz bulunduğu gerekçesiyle tapu iptali-tescile karar verilmiş; birleştirilen elatmanın önlenmesi davası ise reddedilmiştir.
    Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.05.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil C... B... ile vekili Avukat S... D... , davalı F... Ç... vekili Avukat T... B..., davalı Ü....U... vekili Av. A... C... B...ile temyiz edilen davacı O... tatil Köyü Turizm Tesk.İnş. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat S... A... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar vekilleri Avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava ve birleştirilen dava, tapu iptali-tescil; birleştirilen diğer dava ise elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Getirtilen kayıtlardan, davacı Şirketin 30.01.2003 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanlığına F... Ö..."in, başkan yardımcılığına N... S..."nin, üyeliklere D... G... , E... A... Ve S... G..."in 3 yıllığına seçildikleri, C... B..."nun da hususi murakıp olduğu; 24.4.2003 tarih ve 15/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile de başkan F... Ö..."in taşınmaz satışını da kapsar şekilde tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı; sonrasında, anılan yetkiye dayanılarak başkan F... Ö... Tarafından vekil tayin edilen murakıp C... B... İle şirket avukatı S... D..."nin şirkete ait 18 sayılı parseldeki 1 no"lu bağımsız bölümü davalı Ü... U..."e, 8 sayılı parseldeki 14 ve 17 no"lu bağımsız bölümleri de davalı H... Ç... K..."ya sattıkları, 18 sayılı parseldeki 4 no"lu bağımsız bölümün de bizzat başkan F...Ö... tarafından davalı A... San. Tic. Ltd. Şti."ne satıldığı; adı geçen davalıların da söz konusu bağımsız bölümlerden 1 no"lu olanını davalı S... V... E..."ye, 4 no"lu olanını davalı B... A..."a, 14 ve 17 no"lu olanlarını da davalı F... Ç..."e sattıkları görülmektedir.
    Diğer taraftan, yargılama sırasında, davacı Şirketin 24.4.2003 tarih ve 15/1 sayılı yönetim kurulu kararının sahte imzadan ve yeter sayı sağlanmadığından bahisle TTK."nun 330. maddesi gözetilerek Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.2.2005 gün ve 720/86 sayılı kararıyla iptal edildiği dosyaya sunulan karar suretinden anlaşılmaktadır.
    Davacı Şirket, yönetim kurulunun yetki kararına ve bu karara dayanılarak verilen vekaletnameye göre yapılan satışların geçersizliğini ve danışıklı biçimde yapıldıklarını ileri sürerek iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, iptal-tescile yönelik asıl ve birleştirilen davanın kabulüne; el atmanın önlenmesine yönelik birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten, Ticaret Mahkemesinin 24.2.2005 gün ve 720/86 sayılı kararının kesinleşmesi halinde, şirket başkanı F...Ö..."e yetki veren 24.4.2003 tarih ve 15/1 sayılı yönetim kurulu kararının hukuken yok hükmünde olacağı, bu karardaki yetkiye dayanılarak düzenlenen vekaletnamenin de geçersiz sayılacağı, böylece, başkan F... Ö...ile vekiller C... B... Ve S... D..."den taşınmaz satın alan ilk el konumundaki davalılar Ü... U..., H... Ç... K... ve A... San. Tic. Ltd. Şti."nin edinimlerinin korunamayacağı kuşkusuzdur. Davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ne varki, Ticaret Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği dosyaya yansıtılmadığı gibi, koşulları bulunduğu takdirde TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabilecek olan ve hükmü temyiz eden ikinci el konumundaki davalılardan S...V... E... ile F... Ç... bakımından hükme yeterli kapsamda bir iyi niyet araştırması yapıldığı da söylenemez.
    Hemen belirtilmelidir ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma ve toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Nitekim, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı"" ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Hal böyle olunca, öncelikle Ticaret Mahkemesinin 24.2.2005 gün ve 720/86 sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, ondan sonra tarafların tanık da dahil olmak üzere ibraz ettikleri ya da edecekleri tüm deliller toplanıp yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek davalılar Salih Veysel Eyubi ile Feyzi Çetin"in TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacaklarının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 825.00."şer-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

    Hemen Ara