Esas No: 2011/3541
Karar No: 2011/6083
Karar Tarihi: 23.05.2011
Ecrimisil - Elatmanın Önlenmesi - Harcın Alınması Veya Tamamlanmasının Tarafların İsteklerine Bırakılmaması - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3541 Esas 2011/6083 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2011/3541 E., 2011/6083 K.
1. Hukuk Dairesi 2011/3541 E., 2011/6083 K.
- ECRİMİSİL
- ELATMANIN ÖNLENMESİ
- HARCIN ALINMASI VEYA TAMAMLANMASININ TARAFLARIN İSTEKLERİNE BIRAKILMAMASI
- 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 16 ]
- 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 30 ]
- 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 32 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 413 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 492 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden malik oldukları 178 ve 66 parsel sayılı taşınmazda davalının köyde yaşamamalarından yararlanarak 1980 yılından bu yana tarım yapmak suretiyle tasarrufta bulunduğunu, elatmanın önlenmesine ve geriye dönük 5 yıl için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 5.500,00 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, çekişmeli taşınmazları davacıların kök murisi Kamil"den haricen satın aldığını ancak tapuda intikalin yapılamadığını, bedelini ödeyerek malik sıfatı ile taşınmazları kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacılardan Selahattin bakımından aktif husumet ehliyeti yokluğundan açtığı davanın reddine, diğer davacıların davasında ise; davalının 178 parselin tamamına, 66 parselde ise payları oranında elatmasının önlenmesine, ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davacılardan Selahattin tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, diğer davacılar tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının; dava dilekçesinde taşınmazla ilgili olarak bir değer belirtmediği, yargılama sırasında da taşınmazın değeri konusunda bir açıklama yapılmadığı, keşfen değerin saptanmadığı ve harç tamamlatılmadan yargı-lamaya devam edildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, HUMK"nın 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın ve üzerindeki muhdesatın değerinin toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur. (04.03.1953 tarih 102 sayılı İ.B.K.)
Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Yasa"nın 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
Hal böyle olunca; dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteği bakımından çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması gerekirken, kabul edilen ecrimisil değeri üzerinden harç alınmakla yetinilmesi isabetsizdir. Davalı yan, temyiz dilekçesinde sair nedenler demek suretiyle bu hususa değinmiştir.
Öyleyse, davalının temyiz itirazları bu yönüyle yerindedir. Kabulü ile hükmün öncelikle açıklanan nedenden ötürü HUMK"nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.