Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5419 Esas 2011/5699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5419
Karar No: 2011/5699
Karar Tarihi: 11.5.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5419 Esas 2011/5699 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5419 E.  ,  2011/5699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/01/2011
    NUMARASI : 2010/63-2011/33

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 108 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davaya konu taşınmazı haricen satın aldığını, satış bedelini davacıya ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesine ve kısmen ecrimisile karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava dilekçesinin içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre, davacının, kayden maliki olduğu 108 parsel sayılı taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın kullanmak suretiyle elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açtığı görülmektedir.
    Ne varki, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden ise, dava dilekçesinde bir değer bildirilmediği gibi, çekişmeli taşınmazın değerinin keşfende belirlenmediği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, elatmanın önlenmesi isteğinin taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır.Bu tür bir davada, HUMK.’ nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16, 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü işlemin yerine getirilmesi ve gerekli olan harcın alınması zarureti vardır.
    Bilindiği üzere, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de “…muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.’ nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Oysa, mahkemece değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmeksizin ayrıca öngörülen usulü işlemler gerçekleştirilmeksizin sonuca gidilmiştir.
    Öyleyse, elatmanın önlenmesi isteği yönünden yazılı olduğu üzere verilen kararın yasal olduğu söylenemez.
    O halde; öncelikle dava dilekçesinde elatıldığı ileri sürülen yerin değerinin açıklattırılması, bu değere itiraz edilmesi halinde, keşfen saptanan değere göre harç ikmali yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Hemen Ara