Esas No: 2011/528
Karar No: 2011/5628
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/528 Esas 2011/5628 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2010
NUMARASI : 2006/619-2010/117
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişmeli 2752 ada 3 sayılı parseldeki 19 nolu bağımsız bölümünü aralarındaki satıcılık sözleşmesinin teminatı olarak davalı V...Y..."a devrettiğini, V...Y..."in ise sözleşmeden 7 gün sonra taşınmazı diğer davalıya aktardığını, sözleşme koşullarına uyulmadığını ileri sürerek, tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı Özcan, iyi niyetli alıcı olduğunu, diğer davalı V... De davayı kabul etmediğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı tarafın sözleşme edimlerini yerine getirmediği, diğer davalının da iyi niyetli sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Özcan tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.05.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat D... C... Geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Getirtilen tedavüllü çap kaydı ve akit tablolarından, çekişmeli 2752 ada 3 sayılı parseldeki 19 nolu meskenin davacı M... Ç... adına kayıtlı ve taşınmaz kaydında Albaraka Türk A.Ş. lehine 105.000.-YTL"lik ipotek mevcut iken; davacının bu meskenini üzerindeki ipotekle birlikte 14.07.2006 tarihinde davalı V...Y..."a 15.700.-YTL. bedelle V...Y..."ın da taşınmazı yine üzerindeki ipotekle birlikte 21.07.2006 tarihinde diğer davalı Ö... Y..."a 22.000.-YTL. bedelle sattığı, Ö...Y..."ın da, taşınmaz üzerinde kalan 25.200.-YTL"lik ipotek borcunu 13.10.2006 tarihinde ödeyerek ipoteği kaldırdığı; Y...Tekstil Ltd. Şti. adına davacı M...Ç... ve dava dışı O... V... İle davalı V...Y... Arasında 13.07.2006 tarihinde “Bu Bir Sözleşmedir” başlıklı harici belge düzenlendiği, bu belgede M... Ç... İle O...V..."a ait taşınmazların teminat amacıyla V...Y..."a geçirileceği, borç bittiğinde de iade edileceği v.s. hususlarının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Öte yandan, davalılardan Ö... Y..."ın 30.12.2002"de kurulan Y... Şirketinin iki kurucu ortağından biri, 21.12.2004 tarihi itibariyle de diğer davalı V...Y...ile birlikte şirketin ortağı olduğu ve 1999 hissenin Ö...Y..."a,1 hissenin de V...Y..."a ait bulunduğu; daha sonra Ö...Y..."ın, hissesinin tamamını 28.02.2006"da dava dışı Özen Yaldız"a devrederek ortaklıktan ayrıldığı; Ö... Y..."ın da 13.02.2007 tarihinde 1999 hissesinden 1998"ini Vehbi Yıldırım"a, 1 hissesini de B... Y..."a devrettiği, V...Y..."ın da 13.02.2007 tarihi itibariyle 3 yıl süreyle şirketin yetkili müdürü olarak atandığı şirket belgeleriyle sabittir.
Davacı, çekişmeli taşınmazının 13.07.2006 tarihli inanç sözleşmesi gereğince teminat amaçlı olarak davalı V...Y..."a devredildiğini, V...Y..."ın da söz konusu taşınmazı firma ortağı olan diğer davalı Ö... Y..."a danışıklı biçimde devrettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı Ö...Y... tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, inanç sözleşmeleri tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir(Borçlar Kanunu mad.81). Anılan sözleşmelerde taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken inançlı işlemin sona erme sebeplerini, devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler.
İnanç sözleşmesi ve buna bağlı işlemle alacaklı olan taraf, ödeme günü gelince alacağını elde etmek için dilerse teminat amacıyla temlik edilen şeyi “ifa uğruna edim” olarak kendisinde alıkoyabileceği gibi, o şeyi açık artırma yoluyla veya serbestçe satıp satış bedelinden alacağını alma yoluna da başvurabilir. Bu sonuçlar kendine özgü inanç sözleşmesinin tabiatında mevcuttur.
Diğer taraftan, sözleşme ile öngörülen ifa süresi içerisinde, sırf sözleşmeyi imkansız kılmak amacıyla muvazaalı olarak yapılan temliklerin yasal koruma altında tutulamıyacağı da izahtan varestedir.
Somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve olgular tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli 2752 ada 3 sayılı parseldeki 19 no"lu meskenin davalı Vehbi Yıldırım"a inançlı işlem gereği devredildiği, davalı Ö...Y..."ın da bu durumu bilebilecek konumda bulunduğu ve TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı anlaşılmaktadır.
Ancak, davacının karşılıklı edimleri içeren inanç sözleşmesine dayanarak inanç konusu taşınmazının tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için Borçlar Kanunu"nun 81.maddesi uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur.
Ne var ki, bu konuda mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca, davalı V...Y..." ın inançlı işlemden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği oranda davacının kendi edimlerini yerine getirip getirmediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilmesi doğru değildir.
Dvalının temyiz ititrazı değinilen nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 10.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.