Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4989 Esas 2011/5307 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4989
Karar No: 2011/5307
Karar Tarihi: 04.05.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4989 Esas 2011/5307 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/4989 E.  ,  2011/5307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TUZLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/12/2009
    NUMARASI : 2009/27-2009/167

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Tuzla 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 29/12/2009 gün ve 2009/27 esas 2009/167 karar sayılı  hükmün bozulmasına ilişkin olan 20/12/2010 gün ve 12821-13631 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde  davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:     
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteklerine ilişkin olup, yerel mahkemenin, hak düşürücü süreden davanın reddine dair kararının temyizi üzerine, Dairece; işin esası bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak yargılama giderleri yönünden Daire kararında gösterilen gerekçelerle bozulmuştur.
    Gerçekten de, yargılamanın devamı sırasında 14.03.2009 tarihinde  yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri gereğince,  çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 12/3 maddesinde  öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gözetildiğinde,  davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Öyleyse, davacı Hazinenin davanın reddine ilişkin karar düzeltme isteği yerinde değildir. Reddine.
    Ancak, yargılama giderleri yönünden, karar tarihinde bozma gerekçeleri doğru ise de, 19.01.2011 tarihinde  yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 36.maddesine eklenen 36/A maddesinde  aynen; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali ile  Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel  mahkemelerde  açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz" hükmü derpiş edilmiştir. Buna göre, hangi halde, davalı tarafın avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmuştur.
    Hal böyle olunca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa hükmü gözetildiğinde, on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiş bulunduğundan, yargılama giderinden davacı Hazinenin sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin, bu yöne ilişkin olarak HUMK"nun 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 20.12.2010 tarih ve 2010/12821 esas, 2010/13631 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkemenin 29.12.2009 tarih ve 2009/27 esas, 2009/167 karar sayılı kararının  ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 04.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara