Esas No: 2011/4707
Karar No: 2011/5163
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4707 Esas 2011/5163 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KADİRLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2011
NUMARASI : 2010/177-2011/43
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 475 ada, 10 parsel sayılı taşınmaza komşu 17 parsel sayılı taşınmazda yapımı başlatılan inşaatın imara aykırı olarak bitişik nizam yapıldığını, çekme mesafesine uyulmadığını ve yola taşkın olduğunu, inşaat ruhsatının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek kesinleşen idare Mahkemesi kararına uyulmasına, yapının yola taşan ve imara aykırı kısmının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, İmar Kanunu 32. maddesi uyarınca yıkım konusunda Belediyenin yetkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; davalıya ait inşaat ruhsatının iptali nedeniyle inşaatın ve ayrıca yola taşkın kısmın yıkımı isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın görev yönünden reddine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının kayden maliki bulunduğu 475 ada, 17 parsel sayılı taşınmaza verilen 22.08.2006 tarihli inşaat ruhsatının Adana 1. İdare Mahkemesinin 14.06.2007 tarih, 2006/3170 Esas, 2007/859 sayılı kararı ile iptal edildiği ve anılan kararın derecattan geçerek 10.02.2010 tarihinde kesinleştiği, iptal kararında açıkça “davalının imar mevzuatında belirtilen çekme mesafesine uymaması nedeniyle ruhsatın iptal edilmesinin doğru olduğunun” vurgulandığı görülmektedir.
Bu durumda; komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararın varlığı ileri sürülmediğine göre yerel mahkemece inşaat ruhsatının iptali sonucu yıkımın idareyi, idari yaptırımı ve idari yargıyı ilgilendirdiği gözetilerek davanın “görev nedeniyle reddine” karar verilmesi doğru ise de eldeki davada ayrıca sözkonusu inşaatın yola da taşkın olduğu iddia edilerek yıkımı istenilmiştir. Bu istek bakımından davacının yoldan yararlanma hakkının varlığı gözetildiğinde anılan istek yönünden yerel mahkemenin görevli olduğu tartışmasızdır. O halde mahkemece bu konuda irdeleme, araştırma ve uygulama yapılmamış olması isabetsizdir.
Davacı yanın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.