Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazdaki daireye davalının haklı ve geçerli neden bulunmaksızın müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın sözlü kira aktine dayalı olarak kullandığını, fuzuli şagil olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kiracılık savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kiracılık savunması kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davacının 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının bir bölümüne davalının müdahale ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı, davalının anılan bölümü kira ilişkisine dayalı olarak kullandığını savunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, kira bir hukuki eylem olmayıp hukuki bir işlemdir. Diğer taraftan bir taşınmazın kiraya verilmesi için malik olunması gerekmez. Malik olmayan kişinin başkasına ait taşınmazı kiraya vermesi hukuken geçersiz ise de, B.K’nun 38. maddesi hükmü uyarınca malikin akde icazet vermesi halinde kendisini bu akdin bağlayacağı tartışmasızdır.
Somut olaya bu ilkeler ışığında bakıldığında, kayden davacıya ait üzerinde mesken bulunan arsa vasıflı taşınmazı davacının ağabeyinin davalıya kiraladığı, davalının da dosyaya mübrez Yapı Kredi Bankası Karadeniz Ereğli Şubesinde bulunan davacının mevduat hesabına çeşitli tarihlerde kira bedeli adı altında bir takım ödemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Uzunca bir süre devam eden kullanıma ve yatırılan bu kira bedellerine karşı çıkılmamış olması, yapılan kira akdine icazet verildiği anlamında kabul edilmelidir.
O halde, taraflar arasındaki kira akdinin dava tarihi itibariyle devam ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.