Esas No: 2010/13271
Karar No: 2011/3937
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13271 Esas 2011/3937 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FATİH 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2010
NUMARASI : 2007/228-2010/170
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları K. R.G.in kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 1134 ada 81 parsel sayılı taşınmazdaki payını M. B."ya temlik ettiğini, bu şahsın da 24 gün sonra taşınmazı miras bırakanın tek kardeşi olan davalıya temlik ettiğini ileri sürüp, tapunun 1/2 payının iptali ile payları oranında adlarına tescilini olmazsa tenkis istemişlerdir.
Davalı, davacıların miras bırakanın borçları nedeniyle taşınmazı sattığını öğrenince bedelini ödeyerek satın aldığını, aslında şuf"a hakkını kullandığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"eksik soruşturma ile karar verilmiş olmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, işlemin danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.4.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.S.E. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı P., kendine esaleten dava tarihi itibariyle küçük olan kızı S.e velayeten eldeki davayı açmış olup Yargıtay Daire Bozma Kararından sonra ve yargılamanın devamı sırasında küçük S."in reşit hale geldiği kayden sabittir. O halde, S."e tebligat yapılarak veya S."in vekil kılacağı avukat marifetiyle HUMK."nun 73.maddesi hükmü uyarınca taraf teşkilinin sağlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, davada taraf teşkili oluşturulmadan yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalının, temyiz itirazları bu yöne hasren yerindedir. Kabulüylü, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından inceleme yapılmasına şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 05.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.