Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 4 parsel sayılı taşınmazına davalı M."nin samanlık yaparak, diğer davalı Selahattin"in ise tuvalet yaparak ve taş dökerek işgal ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yıkıma ve eski hale getirme masraflarının tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacı M.den davacı olmadığını bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı M.nin çekişme konusu taşınmaza elatmasının bulunmadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine, diğer davalının elatmasının yargılama sırasında sona erdiği ve davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile davalı Selahattin hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı S.Ç.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ., . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davalı M."nin elatmasının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalı S.Ç.yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davalı S.in taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı halde, davacının kayden malik olduğu 4 parsel sayılı taşınmaza tuvalet yapmak ve duvar örmek suretiyle elattığının keşfen belirlendiği, yargılamanın devamı sırasında tecavüzlü kısımların yıkılarak taşınmazın eski hale getirildiği, bu hususların mahkemece yapılan son keşifte bilirkişilerce de görülerek teyit edildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, bilindiği üzere; HUMK."un 425. maddesi hükmünde, davanın esası hakkında karar verilmeyen hallerde yargılama giderinin hakim tarafından belirleneceği öngörülmüş olup, bu belirlemenin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği şeklinde değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
O halde, dava açıldığı tarihte davalının çekişme konusu taşınmaza elattığı, yargılama sırasında tecavüzüne son verdiği ve bu şekilde davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek yargılama giderinden davalı S.in sorumlu tutulacak şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak; konusu belli bir değerle ilgili bulunan bir davada esas hakkında karar verilmesi halinde nispi harç alınacağı, usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlar da maktu harç alınacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davalı S.aleyhine maktu karar harcının hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile nispi harç alınması doğru görülmemiştir.
Davalı S.Ç.ın belirtilen sebeplerle temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.