Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları A.E."nin, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu 45ada 4 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakım akdiyle 45 ada 6 parsel sayılı taşınmazını ise satış suretiyle davalı oğlu N.a, temlik ettiğini, davalı N.’ın 6 parsel sayılı taşınmazı eşi olan diğer davalı A.’ye devrettiğini, işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, muvazaalı işlemlerinin iptali, olmadığı taktirde payları oranında tenkisi isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu temlik işlemlerinin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile murisin dava konusu 45 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu N.a satış suretiyle temlik ettiği, N.ın da eşi olan diğer davalı A.devrettiği, tüm bu işlemlerin muvazaalı olduğu, A.nin durumu bilen kişi konumunda olması nedeniyle T.M.K."nun 1023.maddesinden yararlanamayacağı saptanmak suretiyle bu taşınmaz yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Anılan parsele yönelik davalıların temyiz itirazlarının reddine.
Çekişmeli 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
4 sayılı parselin miras bırakan tarafından 16.8.2005 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiği kayden sabittir.
Bireylerin yaşlanma ve yaşlılıkta yalnız kalma korkuları ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğumuna yol açmıştır. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı sözleşme türlerinden olup nitelik itibarıyla güvence sağlayan akitlerdendir.
Bu tür akitlerin hedefi maddi bir destek elde etmek değil bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektedir.
Borçlar Yasasının 511.maddesi alacaklıları yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir.Bakım alacaklılarının akit sırasında özel bakıma muhtaç olmasını aramak yasada yer almayan bir unsuru ilave etmek olur.Bu ihtiyacın akitten sonra doğması yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş olması da aktin geçerliliğine etkili olmaz.
Öte yandan her ne kadar evladın gücünün elverdiğince ebeveynine yardımcı olması özel bazı koşulların gerçekleşmesi durumunda yasal bir görev olabileceği düşünülebilirse de, bu yardım ve bakım genelde yasal zorunluluk olmaksızın daha çok insancıl yönü ağır basan, belki de evrensel bir ahlak kuralıdır.
Tüm bu açıklamalara karşın kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı temliklerin de muvazaa ile iletli olduğunun ileri sürülmesi mümkündür.
Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca baktığımızda; ölünceye kadar bakma akdinin yapıldığı 16.08.2005 tarihinde murisin 90 yaşında olduğu, uzun yıllardır davalılar ile birlikte oturduğu ve bakımının davalılar tarafından yapıldığı, hastalığı döneminde de davalıların baktığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, bu tür akitler ivazlı olup, tenkise tabi olmadığı da açıktır.
Hal böyle olunca, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı dolayısı ile muvazaalı olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek 4 nolu parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların, temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.