Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/12201 Esas 2011/3533 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12201
Karar No: 2011/3533
Karar Tarihi: 25.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/12201 Esas 2011/3533 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, yapmış olduğu icra takibi nedeniyle davacının 2 nolu parseldeki payını satış suretiyle temlik ettiğini belirterek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemektedir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı, ikrahın varlığına dayanarak temyiz etmiştir. Mahkeme, ikrahın gerçekleşmediğini ve varlığı olsa bile davanın açıldığı tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde açılmadığını belirterek başvuruyu kabul etmiştir. Kanun maddeleri olarak, Borçlar Kanunu'nun 29 ve 30. maddelerindeki ikrah koşullarını belirten hükümler ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi yer almaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2010/12201 E.  ,  2011/3533 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARABÜK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/06/2010
    NUMARASI : 2008/338-2010/331

    Taraflar  arasında  görülen  davada;
    Davacı, davalının yapmış olduğu icra takibinin kesinleşmesi sonucu tüm malvarlığının haczedilip satılacağı korkusu ile 2 nolu parseldeki payını satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalıya ilanen tebligat yapılmış davalı davaya bir cevap vermemiştir.
    Mahkemece, ikrah koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar,  davalı  tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.03.2011Cuma  günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil M.Yarar (A.) geldi, davetiye  tebliğine  rağmen  temyiz  edilen  vekili  Avukat  gelmedi,yokluğunda  duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen davalı  asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki payını 7.12.2004 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalının başlattığı icra takibi nedeniyle tüm malvarlığının haczadileceği korkusu ile payını davalıya devrettiğini ileri sürerek 28.8.2008 tarihinde eldeki davayı açmıştır.                                           
    Bilindiği üzere; B.K. nun 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiş olan ikrahın varlığının ve ikrah nedeniyle bir sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilmek için bazı koşulların gerçekleşmesi zorunludur. Tehdidin, ciddi olması, korkutulan kişinin irade ve kararına etki yapmak amacına yönelmesi, korkutulan kişinin karar vermesine esaslı biçimde etki yapması, karşı tarafta esaslı bir korku uyandırması ve hukuka aykırı olması gerekir. Korkunun esaslı sayılabilmesi için korkutulan kişinin kendisinin yahut yakın akrabasından birinin hayat ya da namus yahut mallarına yönelik tehlikenin önemli (ağır) ve yakın olmasıda gerekmektedir.
    Oysa, kural olarak yasal bir hakın kullanılacağını bildirmek, dava açılacağı, icra takibi yapılacağı, iflasın isteneceği tehditlerini ileri sürmek ya da yasal bir hakkı kullanmak ikrah sayılamaz.
    Somut olaya gelince, haciz tehdidi ile temlik yapılmış olsa bile 31.12.2005 tarihinde Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2004/9297 takip sayılı dosyası takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmış olup, o tarih itibariyle korkunun ortadan kalktığı  açıktır.Eldeki dava ise 28.8.2008 tarihinde açılmıştır.
    Hal böyle olunca, varlığı  öne  sürülen  ikrahın somut olayda  gerçekleştiği  kabul  edilemez.Kaldıkı, bir  bakıma  varlığı  kabul  edilse  dahi  ortadan  kalktığı (korkunun silindiği) tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin  harcın temyiz edene  geri  verilmesine, 25.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

    Hemen Ara