Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/12637 Esas 2011/2961 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12637
Karar No: 2011/2961
Karar Tarihi: 15.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/12637 Esas 2011/2961 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı tapulu taşınmazda kayden paydaş olduğu evi davalılarla paylaşmaktadır. Davacı, davalıların evi kendi mülkleri gibi kullanarak elatma yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini talep etmiştir. Mahkeme davacının iddiasını kabul etmiş ve davalıların evin birinci katına elatma yapmasının önlenmesine karar vermiştir. Davalılar bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise davada yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
Kanun Maddeleri: Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Ahde vefa kuralına göre, paydaşlar arasında varılan bir anlaşma veya fiili kullanım biçimleri uzun süre devam etmişse tapuda resmi taksime veya şuyun satışına kadar korunması gerekir. M.K.nun 2. maddesi de iyi niyet kuralını içermektedir.
1. Hukuk Dairesi         2010/12637 E.  ,  2011/2961 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AYBASTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/09/2008
    NUMARASI : 2007/29-2008/146

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden paydaş olduğu tapulu taşınmaza yaptırdığı ev ve içindeki eşyaları, davalıların kendi mülkleri gibi tasarruf ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı N.; dava konusu evi, tapulu arsasına yaptırdığını, davacının kapı, pencere ve sıvasını yaptırdığını bu nedenle hak iddia ettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek dava konusu taşınmazda bulunan 2 katlı kargir evin 1.katına davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 2001/2 sıra nolu taşınmazın 1/80 payının davacı adına kayıtlı olduğu, davalı N."nin de 1954/9 sıra nolu kök tapu kaydında paydaş olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların

    mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; dava konusu tapulu taşınmazda davacı ile babası olan davalı N."nin kayden paydaş oldukları, dava dışı paydaşlarında bulunduğu, bu taşınmazı diğer davalı C.in babasına teb"an kullanıp kullanmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, dava konusu yerin ve üzerindeki evin kimin payına özgülendiği, paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığı da belirlenmiş değildir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara