Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2065 Esas 2011/2793 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2065
Karar No: 2011/2793
Karar Tarihi: 10.03.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2065 Esas 2011/2793 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılarla davacı arasında miras muvazaası sebebiyle tapu kayıtlarının iptali, tescili veya tenkisi davası görülmüştür. Mahkeme en sonunda davalılardan alakasız 5 taşınmazın dava dışı hazineye kamulaştırıldığını belirlemiş ve diğer taşınmazların paydaşlığı ve muvazaa nedeniyle davalıların lehine satıldığını belirtmiştir. Ancak, mahkemenin bir miktar kararı hata içermektedir ve kabul edilen kısımdaki miras bırakandan edinilmeyen bölümler ve ret kararı verilmesi gereken taşınmazlar yer almaktadır. Bu konuda ayrıca davalıların vekalet ücretleri de hesaplanmamıştır. Mahkeme kararı, HUMK madde 428 gereğince bozulmuştur. Kanun maddeleri ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesi ve 24/12/2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 14. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2011/2065 E.  ,  2011/2793 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KOCAELİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/11/2009
    NUMARASI : 2003/324-2009/370

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan Ş.’in mal kaçırmak amacıyla 25 parça taşınmazı davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazların satışının gerçek olduğunu, iddiaların doğru bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu 18 parça taşınmazın davalılara temlikinin muvazaalı olduğu, bir kısım taşınmazların kamulaştırılarak dava dışı hazine adına tescil edildiği, 1425 (imarla 601 ada 19) parsel sayılı taşınmazın murisle ilgisi olmayıp, taşınmazı davalı G.’un üçüncü kişilerden edindiği, 3012 (imarla 617 ada 4) parselin davacının da taraf olduğu akitle davalı G.’a miras bırakan tarafından temlik edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.11.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden B.Ö.vd. vekili Avukat N. Ö.ile temyiz edilen vekili Avukat A.A. Ö. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan Ş.in 1979 yılından 1995 yılına kadar geçen dönemde değişik tarihli akitlerle 24 parça taşınmazını davalı çocuklarına 1 parça yerini de davacı oğluna satış suretiyle devrettiği, devir tarihlerinde sağ olan eşine yaptığı bir temlik olmadığı, devirden sonra bir kısım taşınmazların kamulaştırma suretiyle hazineye geçtiği, bir kısım taşınmazlarda ise imar uygulaması yapılarak imar parsellerinin oluştuğu, davalıların bir kısım imar fazlası payları satış suretiyle belediyeden edindikleri, 909 ve 910 parsellerin ise dava tarihinden önce dava dışı kişiye satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamına göre, miras bırakanın yapmış olduğu temlike konu edilen ve haklarında ret kararı verilen 296, 297, 345, 445 ve 366 parsel sayılı taşınmazların dava dışı hazine tarafından davadan önce kamulaştırıldığı ve kamulaştırma bedelinden kaynaklanan bir alacak isteğinin davada bulunmadığı, keza miras bırakandan intikal etmeyen ve davalı G.un üçüncü kişiden edindiği 1425 (imarla 601 ada 19) parsel ile davacıya temlik yapılan aynı akitle davalı G.a devredilen 3012 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın reddedilmiş olması, yine kabul kapsamına alınan ve miras bırakandan intikal eden taşınmazlar bakımından yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak, temlike konu edilen 1423 (imarla 601 ada 18), 1254 (imarla 682 ada 3), 3011 (imarla 617 ada 1 ve 19) ile 1465 (imarla 688 ada 1) parsel sayılı taşınmazlar ile 4 parça taşınmazın daha imara tabi tutuldukları ve yeni oluşan imar parsellerinde davalılar G. B. S. ve S.’ın belediyenin yanında paydaş kılındığı ve anılan davalıların belediyeye ait payı sonradan satın alarak taşınmazlara müstakilen malik oldukları kayden sabit olup, kabul kapsamına alınması gerekli olan kısmın taşınmazların miras bırakandan edinilen payları olup, anılan yerlerin belediye payına tekabül eden miktarının kabul kapsamı dışında kalacağı, dolayısıyla belediye paylarına tekabül eden bölümler yönünden miras bırakandan gelmediği için ret kararı verilmesi gerekirken imar parselleri olan taşınmazların tamamı üzerinden kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan kabule göre de, dava konusu 909 ve 910 parsel sayılı taşınmazların dava tarihinden önce 27.11.1996 tarihli akitle dava dışı S. O.’a satış suretiyle temlik edildiği ve kayıt malikinin davada yer almadığı halde, bu parsellerin de kabul kapsamına alınmış olması doğru değildir.
    O halde, mahkemece yapılacak iş, 909 ve 910 parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi, diğer taraftan imara tabi tutulan ve kabul kapsamına alınan parsellere gelince, her bir taşınmazdaki satın alınan belediyeye ait pay gözetilerek sadece miras bırakandan edinilen paylar dikkate alınarak davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken imar parsellerinin tamamı üzerinden davanın kabulü isabetsizdir.
    Ayrıca, reddedilen dava bakımından davalı S.ve diğer davalıların kendilerini ayrı ayrı vekillerle temsil ettirdikleri halde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi hükmü gözetilmeden her birine ayrı vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da isabetsizdir.
    Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenden alınmasına,10.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara