Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1533 Esas 2011/2646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1533
Karar No: 2011/2646

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1533 Esas 2011/2646 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden maliki olduğu taşınmaza davalıların yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Mahkeme elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin ise fahiş zarardan ve davalıların iyiniyetinden bahisle reddine karar vermiştir. Ancak, bu karar Dairece yıkım isteğinin de kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir çünkü taşınmazda davalıların kayda dayalı herhangi bir hakları bulunmamaktadır. Kadastro tespitinde de yapıların varlığına işaret edilmemiştir. Kaldı ki, kadastro sırasında yapıdan kaynaklanan bir şerh tutanakta yer verilmiş olsa dahi, bu şerh sahibi lehine Türk Medeni Kanununun 724.maddesinde öngörülen temliken tescilden ibaret olan şahsi hak doğuracağı, oysa böyle bir olgu ve talep konusu bulunmadığı için davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak yıkım isteğinin de kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, temliken tescil davası sonuçlanmadığı için somut olayda usulü kazanılmış haktan söz edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, davalıların temyiz itirazı yerinde görülmüştür ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da HUMK'nun 428. maddesi belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/1533 E.  ,  2011/2646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : NİĞDE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/06/2010
    NUMARASI : 2009/246-2010/387

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 5767 parsel sayılı taşınmazına davalıların yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, yıkım isteğinin de kabulüne karar  verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yıkıma da karar  verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemenin, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin ise fahiş zarardan ve davalıların iyiniyetinden bahisle reddine dair verdiği karar, Dairece;"... taşınmazda davalıların kayda dayalı herhangi bir  hakları bulunmamaktadır. Kadastro tespitinde de 3402  Sayılı Yasanın 19.maddesi hükmü uyarınca söz konusu yapıların varlığına işaret edilmemiştir. Kaldı ki, kadastro sırasında yapıdan kaynaklanan bir şerhe tutanakta yer  verilmiş olsa dahi, bu şerh sahibi lehine Türk Medeni Kanununun 724.maddesinde öngörülen temliken tescilden ibaret olan şahsi hak doğurucağı, oysa böyle bir  olgu ve talep konusu bulunmadığına göre davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmesi..." gerektiğine değinilerek  bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yıkım isteğinin de kabulüne karar  verilmiştir.
    Ne varki, Daire  bozma  kararından sonra davalılar  tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinde 2007/427 Esas sayılı temliken tescil davası açıldığı ve halen derdest bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, bozmaya uyulmakla birlikte, anılan temliken tescil davası bozma kararı sonrasında açıldığına göre, somut  olayda usulü kazanılmış haktan söz edilemeyeceği açıktır.
    Hal böyle olunca, ileride giderilmesi imkansız  zararların meydana gelmemesi bakımından, davalılar tarafından açılan 2007/427 Esas sayılı temliken tescil davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve ondan sonra yıkım isteği yönünden bir  karar  verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalıların, temyiz  itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   09.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara