Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 4954 ada, 1 parsel sayılı taşınmaza komşu 2 nolu parsel maliki davalının taşkın yapılandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, imar uygulaması sonucunda tecavüzlü durumun oluştuğunu, yapının imardan önce yapıldığını, bedeli ödenmedikçe elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; tecavüzlü bölümün davalının fayda temin edebileceği nitelikte bir yapı olmadığı, imara aykırı olması nedeniyle kaldırılmasının zorunlu olduğu bu nedenle bedel talep etmesinin hakkaniyete ve adalete uygun olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece; yıkımı istenen muhdesatın 3194 sayılı Yasanın 5. maddesi ve 20. maddesinde sözü edilen yapı niteliğinde olmadığı belirlenmek suretiyle kaim bedel ödenmeksizin elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne ilişkin davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, davalı 1738 ada, 15 sayılı kadastral parselde imar öncesinde paydaştır. Paylı mülkiyetten kaynaklanan hak ve yetkisine dayanarak kadastral parsele temel atmıştır. Davalının bu eylemi, yapıldığı tarih itibariyle TMK’nun 683. maddesine aykırılık teşkil etmemektedir.
Ne var ki; davalının iradesi dışında kamusal tasarruf ve işleme dayalı olarak 3194 sayılı Yasa uyarınca imar şuyuulandırması sonucu söz konusu temel birden fazla imar parselinde kalmıştır. Bu sonucun oluşmasında davalının herhangi bir kusurunun varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği kabul edilemez.
Hal böyle olunca; harç dahil yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmaması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nu 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.