Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2085 Esas 2016/6572 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2085
Karar No: 2016/6572
Karar Tarihi: 22.06.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2085 Esas 2016/6572 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/2085 E.  ,  2016/6572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanık hakkında katılanlara yönelik olarak ayrı ayrı 8 kez TCK"nın 158/1-d, 168/1, 62, 50/1-a, 52/2-4, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yozgat Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapan sanığın, katılanlardan ... A.Ş. aleyhine alacak davası açmak amacıyla vekaletname ve dava masrafı adı altında 18/05/2010 tarihinde 9.242 TL para aldığı, dava açmamasına rağmen, katılanlara davayı kazandıklarını ancak ... A.Ş."nin davayı temyiz edeceğini, bu harcı kendilerinin yatırması halinde dosyanın daha hızlı sonuçlanacağını söyleyerek 07/10/2011 tarihinde 19.200 TL para aldığı, sanığın alacak davalarını 10/10/2011 tarihinde açtığı ancak katılanlara tamamen sahte tanzim edilmiş gerekçeli karar örneklerini 12/10/2011 tarihinde fakslamak suretiyle katılanlara yönelik olarak sekiz ayrı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    1-Sanığın, katılanlardan dava masrafı ve temyiz harcı adı altında çeşitli zamanlarda para aldığı son tarihten beş gün sonra, tamamen sahte tanzim edilmiş gerekçeli karar örneklerini katılanlara faksla gönderdiği ve bu şekilde menfaatin temini sırasında mahkeme ilamını kullanmadığı anlaşılmakla, sanığın harç ve temyiz parası almasına rağmen dava açmamak şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK"nın 155/2 maddesinde belirtilen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde suç vasfında hataya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
    2-Katılanlar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in, tek vekaletname ile sanığı vekil tayin ettikleri ve katılanlar ..., ... ve ..."nin duruşmada alınan beyanlarında, sanıkla yüzyüze ya da telefonda görüşmediklerini, Katılan ..."ın bu işle ilgilendiğini, sanığın istediği parayı katılan ..."e verdiklerini beyan ettikleri, katılan ..."in iafdesinde, sanığın yanına katılan ... ile birlikte gittiklerini ve parayı birlikte verdiklerini beyan ettiği ve katılan ..."ın da ifadesinde, paraları arkadaşlarından toplayarak sanığa gönderdiğini beyan ettiği, sanığın görüşmediği katılanlar ile ayrıca birlikte görüşme sağladığı katılanlara yönelik olarak ayrı ayrı suç oluşmasının mümkün olmadığı ancak bu iki halde de tek suçtan hüküm kurulup 5237 sayılı TCK"nın 43/2 maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, ayrı suç oluşması ihitmaline binaen, ..., ... ve ..."ın tekrar ifadeleri alınarak, sanıkla kendilerinin görüşüp görüşmedikleri ve TCK"nın 43/2 maddesi kapsamında olacak şekilde sanığa parayı diğer katılanlarla birlikte verip vermedikleri hususu sorularak sonucuna göre, sanık hakkında hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik araştırmayla sekiz ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
    3-Sanığın 5237 sayılı TCK"nın 43/1.maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek, değişik zamanlarda birden fazla kez dava masrafı ve temyiz harcı almak suretiyle haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    Kabule göre de;
    a) Katılanlardan, zararlarının soruşturma aşamasında mı kovuşturma aşamasında mı karşılandığı sorulup kesin olarak tespit edilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanması,
    b)Sanık hakkında aynı gerekçeyle hapis cezasının günlüğü 25 TL üzerinden, adli para cezasının günlüğü 20 TL üzerinden çevrilerek çelişki oluşturulması,
    c)5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde adli para cezasına mahkumiyetten sonra hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara