Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 818 parselin tamamının, 225-253-306-436-533-771 parsellerin de 16/83"er payının maliki olduğunu, davalıların taşınmazlara müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, 306, 436 ve 818 sayılı parselleri davalıların kullanmadığı, diğer parsellerin davalı paydaşlarca kullanıldığı anlaşılmışsa da bu parseller yönünden de intifadan men koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının çekişme konusu taşınmazlardan 818 sayılı paselin müstakil maliki olduğu, 225, 253, 306, 436, 533 ve 771 sayılı parsellerde de paydaş bulunduğu; bu taşınmazlardan 225, 253, 533 ve 771 sayılı parsellerin tamamının davalılarca kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, çekişmeli taşınmazlar hakkında davalıların haksız el atmalarının önlenmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, 306, 436 ve 818 sayılı parselleri davalıların kullanmadığı, diğer parsellerde ise davalıların da paydaş bulundukları ve intifadan men koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de, davalılar tarafından kullanılmadığı saptanan 306, 436 ve 818 sayılı parseller yönünden davanın reddedilmesi doğrudur. Davacının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne var ki, diğer parseller yönünden yapılan değerlendirmenin isabetli olduğu söylenemez.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur.
Somut olayda, 225, 253, 533 ve 771 sayılı parsellerin tamamının davalılarca kullanıldığı, davacının bu parsellerde kullanabileceği bir yer bulunmadığı anlaşıldığına göre, anılan parseller hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddedilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.