Taraflar arasındaki davadan dolayı Konya 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 15.06.2010 gün ve 2010/211 esas 2010/354 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 18.10.2010 gün ve 9002-10491 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili (Hazine ) tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece hükmüne uyulan Daire bozma ilamı doğrultusunda 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 Sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 Sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına ilişkin yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Gerçekten de; bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece de bu husus benimsenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md.) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim, anılan 6099 Sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda Hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı yoktur. Esasen kararın davalılar tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
Hal böyle olunca; 6099 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
O halde, Dairenin 18.10.2010 tarih 2010/9002 Esas ve 2010/10491 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, 6099 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yerel mahkemece irdeleme ve değerlendirme yapılarak bir hüküm kurulması için yerel mahkemenin 15.06.2010 gün ve 2010/211-354 Esas-Karar sayılı kararının bu gerekçe ile BOZULMASINA, sair karar düzeltme istekleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, 28.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.