15. Ceza Dairesi 2014/5523 E. , 2016/6483 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Şikayetçi ...."un, tutuklu olarak cezaevinde bulunan oğlu için akrabası olan tanık ....."un yanına giderek "Tanıdık bir avukat var mı" diye sorması üzerine tanığın, denetimli serbestlik hükümleri doğrultusunda aynı odada çalışan sanığı avukat olarak bildiği için şikayetçiye "İşte sana iyi bir ceza avukatı" dediği, sanığın da kendisinin gerçekte Ankara"da avukatlık yaptığını, ancak Adana"da işleri avukat ..... vasıtasıyla takip ettiğini söyleyerek şikayetçiyi inandırdığı ve 13.000,00 TL karşılığında anlaştıkları, bu kapsamda şikayetçinin sanığa 5.000,00 ve 8.000 TL olmak üzere iki ayrı defada para havale ettiği, havale edilen paranın sanığın annesi ......"a ait hesaba intikal ettiği, daha sonra karşı tarafla uzlaşıp, onları şikayetlerinden vazgeçirmek için 18.000,00 TL daha istediği, şikayetçi tarafından bu paranın da elden nakit olarak sanığa teslim edildiği, sonrasında şikayetçinin avukat olmadığını öğrendiği sanıktan yapmış olduğu ödemeleri geri istemesi üzerine, sanığın ilk aldığı paradan avukat ...."ya verdiği 5.000,00 TL dışında kalan 8.000,00 TL"yi iade etmesine rağmen 18.000,00 TL parayı hüküm tarihine kadar iade etmediğinin anlaşıldığı olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın, aldığı parayı kısmen iade etmiş olması karşısında, katılana 5237 sayılı TCK"nın 168/4. maddesi kapsamında kısmi ödemeye rızasının bulunup bulunmadığı sorulup, etkin pişmanlık gösterip göstermediğinin de değerlendirilmesinden sonra anılan maddenin 1. Bendinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın, hileli hareketleri sonucunda kandırdığı katılanla yapmış oldukları anlaşma gereğince 13.000,00 TL"yi aldıktan sonra, bu kez farklı bir bahaneyle katılandan 18.000,00 TL daha alması nedeniyle TCK"nın 43. maddesi gereğince cezasının artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. Fıkrasının "c" bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının gözetilmesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.