Taraflar arasında görülen davada:
Davacılar, ortak miras bırakan annelerinin 4875 sayılı parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümünü davalı oğluna devrettiğini, işlemin miras bırakanın kandırılıp hileye düşürülmesi sebebiyle geçersiz olduğunu, miras bırakanın sağlığında aynı nedenle açtığı davadan davalının baskısı ile vazgeçirildiğini ileri sürerek payları oranında tapu iptali- tescil istemişlerdir.
Davalı, derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunmuş, esas bakımından da davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın davalıya devrinin hile sonucu gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alında. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, ""hile"" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 4875 sayılı parseldeki 1 numaralı meskenin davacılar ile davalının ortak miras bırakanları G.A. adına kayıtlı iken, adı geçenin bu taşınmazın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 22.09.2004 tarihli resmi akitte oğlu S.ye satış suretiyle temlik ettiği; daha sonra ""hile"" iddiasına dayanarak S. aleyhine 18.05.2007 tarihinde 2007/231 esas sayılı iptal-tescil davası açtığı, ancak yargılama sırasında davasından feragat ettiği ve feragat nedeniyle davanın reddedilip derecattan geçmek suretiyle 10.01.2011"de kesinleştiği; G..A.."ın 05.02.2008"de ölümüyle, geride kızlar H.. ve N..ile oğlu S.."nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu kez H.. ve N.., muris annelerinin hile ile kandırılıp 1 numaralı meskeninin elinden alındığını ileri sürerek kardeşleri S.. aleyhine eldeki davayı açmışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ne varki, muris G..tarafından Sabri aleyhine aynı hukuki nedenle açılan 2007/231 es.s. dava reddedilerek kesinleştiğine göre, anılan davanın, G.."in halefi sıfatıyla H.. ve N.. tarafından açılan eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabul edilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.