Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 498 ada 1 parsel sayılı taşınmazı hiçbir yasal hakka dayanmaksızın davalıların işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Çekişmeli 1 sayılı parselde davacının paydaş olduğu, davalının ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı kayden sabittir.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum göz önünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Ne var ki, mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda bir inceleme yapılarak davalıların, davacı parseline bir tecavüzü olup olmadığı saptanmış değildir.
Hal böyle olunca yeniden 3 kişilik bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak davalıların davacı taşınmazına bir elatması olup olmadığının duraksamaya yol açmayacak şekilde saptanması, bilirkişilere, keşfi izlemeye ve infazı sağlamaya olanaklı kroki düzenletilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli nitelik taşımayan rapora itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.