Esas No: 2010/13632
Karar No: 2011/828
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13632 Esas 2011/828 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2010
NUMARASI : 2009/138-2010/229
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mülkiyeti Hazine"ye ait bulunan 1221 ada 188 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının Hobi Bahçeleri, bir kısmının üzerinde ise kamu yararına çalışan derneklerin çalışmalarında kullandığı binaların bulunduğunu, taşınmazın 80.500 m²"lik kısmının 2 yıl süre ile belediyeye tahsis edildiğini ve tahsis hakkının daha sonra iptal edildiğini ileri sürüp dava konusu yerin kamu hizmetinde kullanılmak üzere belediye başkanlığı adına tapuya bedelsiz tescilini, olmazsa bedelsiz tahsisini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı Bakırköy Belediyesi, mülkiyeti Hazineye ait 1221 ada 188 parsel sayılı taşınmazın 70.481 m²"lik bölümü üzerinde hobi bahçeleri; 16.040 m²"si üzerinde çeşitli dernek ve hizmet binaları bulunduğunu, bu taşınmazın 14.12.1983 tarihinde yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamenin 13.maddesi D bendi uyarınca 27.8.1999 tarihi itibariyle 2 yıl süre ile davacıya tahsis edildiğini; ancak bu tahsisin sonradan kaldırıldığını, esasen çekişmeli taşınmazın 775 Sayılı Yasa ile 2981 Sayılı Yasanın 10/c maddesi, keza 4706 Sayılı Yasa ile 5228 Sayılı Yasa ve 3194 Sayılı Yasa hükümleri gözetildiğinde bu taşınmazın bedelsiz olarak davacıya devrinin gerektiğini ileri sürerek, iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargı yoluyla çözümlenebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, yukarıda kısaca açıklanan iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği itibariyle olayda bir idari işlemin veya eylemin iptali değil, dayanılan yasa hükümleri uygulanmak suretiyle mülkiyetin davacıya aktarılması, diğer bir deyişle sicil kaydının iptali ile davacı adına tescil istendiği duraksanmayacak biçimde açıktır. O halde, 2577 Sayılı Yasanın 2.maddesi hükmü gereğince bu tür bir davanın idari yargı yerinde görülmesi ve çözümlenmesine yasal olanak yoktur.
Zira davada, yasaların mülkiyetin devrine ilişkin tanıdığı mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açıldığı bildirildiğine göre, bu tür bir uyuşmazlığın genel yargı yerinde ve taşınmazın belirtilen değeri gözetilmek suretiyle görevli olan mahkemede çözümlenmesi zorunludur.Hal böyle olunca, taraf delillerinin toplanması sözü edilen yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.