Esas No: 2010/13275
Karar No: 2011/670
Karar Tarihi: 24.01.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13275 Esas 2011/670 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TURGUTLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2010
NUMARASI : 2009/198-2010/539
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı- karşı davalı, dava konusu 990 ada, 58 parsel sayılı taşınmazı 2007 yılında satış yoluyla iktisap ettiğini, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazda yer alan evde ikamet etmeye devam ettiğini, fuzuli şagil olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, karşı davanın ise reddi isteğinde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı; miras yoluyla intikal eden çekişmeli taşınmazın 1300 m2 ‘lik kısmının payına isabet ettiğini, diğer iştirakçilerin paylarını davacı- karşı davalıya satış yoluyla devrettiklerini, 5.000 M”’nin altındaki yerlerin ifrazı mümkün olmadığından, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak çekişmeli yeri kullanmaya devam ettiğini, üzerinde evi, damı ve sondaj kuyusunun bulunduğunu, payına düşen kısmın bedelinin davacı tarafından ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davada ise zemin ve üzerindeki muhdesat bedeli olan 837.00 TL’nin ödenmesi isteğini bildirmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; çaplı yere elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise muhdesatın bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece; asıl davadaki elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, birleşen davada ek bina ve artezyen kuyusunun değeri olan 3.250,00 TL.’nin davacı- birleşen davanın davalısı H.. T..’ten tahsiline, zemine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı dâhil tüm paydaşların paylarını satış suretiyle davacıya devrettikleri, davacının böylece bağımsız malik durumuna geldiği, satıştan sonra da davalının payına düşen kısmı kullanmaya devam ettiği ve taşınmaza baraka tarzında bir muhtesat inşa ederek kuyu açtığı anlaşılmaktadır.
TMK’nun 683 ve devamı maddeleri gözetildiğinde bağımsız malik olan davacının mülkiyet hakkına dayanarak elatmanın önlenmesi ve taşınmazı tarla ve bahçe niteliğinde olması nedeniyle davalı tarafından yapılan korunması gerekmeyen baraka ile kuyunun yıkımını isteyebileceği kuşkusuzdur. Bu eylemlerin iyiniyete dayalı olduğu söylenemez. Bu nedenle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının temyizi itirazına gelince;olayda TMK’nun 995. maddesinde yer alan “….iyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.” hükmünün uygulanması olasılığı bulunmaktadır.
Hal böyle olunca; satıştan sonra ana taşınmaza eklendiği anlaşılan, mutfak olarak kullanılan, 42 m2’lik eklenti ile artezyen kuyunun, taşınmazın niteliği itibariyle zorunlu sayılıp sayılmayacağının değerlendirilmesi ve muhdesat bedelinin ödenmesi isteğinin buna göre değerlendirilerek sonuca bağlanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.