Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/14052 Esas 2011/569 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14052
Karar No: 2011/569
Karar Tarihi: 24.01.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/14052 Esas 2011/569 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/14052 E.  ,  2011/569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : VAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/02/2010
    NUMARASI : 2008/307-2010/75

    Taraflar arasında görülen davada;    
    Davacı, mer’a niteliğiyle kadastroca tespit edilen 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır malik sıfatıyla zilyeti olduğunu, ayrıca tapu kaydı da bulunduğunu ileri sürerek, mera kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı mer’a kaydının iptali ile taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere; Harita ve krokisi  bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.  
     Somut olayda, davacının tutunduğu tapu kaydının sınırları değişebilir nitelikte olup, tapuya kapsam tayin edilmemiş, aynı tapu kaydının dava dışı başka parsellere uygulandığı fen bilirkişice rapor edildiği halde, miktar fazlası yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının ve 3402 Sayılı Yasanın 14.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde de durulmuş değildir.
    Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde, hükme yeterli bir araştırma yapılarak keşifle saptanan bilgi ve bulguların infaza elverişli olacak şekilde düzenlenecek rapor ve krokiye yansıtılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara