Esas No: 2012/8270
Karar No: 2012/15964
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/8270 Esas 2012/15964 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, tapu iptal ve tescil davası sonucunda Hazine adına tescil edilmeyen taşınmazın, Seyhan Belediyesi adına yanıltıcı bir şekilde kaydedildiği için yolsuz tescil olduğunu belirtmiştir. İmar işlemlerinin iptali nedeniyle kök parselin ihyası talebinde bulunulmuş ve bu talep kısmen kabul edilmiştir. Ancak, mahkeme kararında eksiklikler tespit edilmiş ve hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi kararda yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2010
NUMARASI : 2008/266-2010/161
Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil, olmaz ise bedel davası sonunda, yerel mahkemece , Seyhan Belediyesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden ise kök parselin kısmen ihyasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanığı vekili ile dahili davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığı, her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, imar uygulamasından önce taşınmazın sicil kaydının Seyhan Belediyesi adına yapılmasının yanılgıya dayalı olduğunu, esasen ihdas parselinin Hazine adına sicil kaydının oluşturulmasının dağıtım cetvelllerinde öngörüldüğü halde sicilin Seyhan Belediyesi adına oluştuğunu ileri sürmek suretiyle aynı zamanda yolsuz tescile de dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek Seyhan Belediyesi adına sicilin oluşturulduğu, teknik bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve belgelerle sabittir.
Bu şekilde Seyhan Belediye adına oluşan sicilin kaydının TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Esasen Hazine de bu hususu ve aynı zamanda imar işlemlerinin de iptallerini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı gerçek kişilerin sorumlu tutulmayarak davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesinin sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekili, Davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ne var ki; imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Hazine adına tescil yönünde hüküm kurulmamış olması, diğer taraftan; kök parsel kapsamında kaldığı anlaşılan teknik bilirkişi raporunda park-orman alanında kalan kısmın kabul kapsamı dışında bırakılmış olması da doğru değildir.
Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcının maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da isabetsizdir.
Kabule göre de; davanın kısmen reddedilmiş olması sebebi ile davalı Belediyeler yararına takdir edilen vekalet ücretinin maktu olması gerekirken nispi avukatlık parasına hükmedilmiş olması da yerinde değildir.
Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.