Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/809 Esas 2016/5483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/809
Karar No: 2016/5483
Karar Tarihi: 30.05.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/809 Esas 2016/5483 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İşadamı, tanıdığı bir kişi aracılığıyla iki sanıkla telefonda demir ticareti konusunda görüşmeler yapmış, daha sonra bir lokantada buluşup 125 ton demiri 95.000 TL'ye almak üzere anlaşmıştır. İstanbul'a geri dönen işadamı, 14/10/2009 tarihinde demiri almak için tekrar Antakya'ya gelmiş ancak sanıklar kendisinden öncelikle 24.600 TL aldıktan sonra geriye kalan kısmını kendilerine ait banka hesap numarasına aktarmasını istemişlerdir. Parayı aktardıktan sonra sanıklar, demiri yükleyip göndermeyince işadamı suç duyurusunda bulunmuş ve sanıklar dolandırıcılık suçundan yargılanmışlardır. Ancak mahkeme, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını ve ticari ilişkinin ispatlanamadığını belirterek sanıkların dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına karar vermiştir. Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu madde 157 ve madde 158.
15. Ceza Dairesi         2016/809 E.  ,  2016/5483 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
.
Dolandırıcılık suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Müteahhitlik yapan katılanın, işi nedeniyle 2009 yılı .... ayında Antalya"da bulunduğu sırada, daha önce tanıdığı ... vasıtasıyla .... demir işi yapan sanık ..., .... isimli şahıslar ile telefonda demir ticareti konusunda görüşmeler yaptığı, daha sonra da 2009 yılı ... Antakya"ya geldiği, bir lokantada sanıklar ile yanlarında bir kişi daha olduğu halde yemek yedikleri, katılanın, sanıklarla 125 ton demiri 95.000 TL"ye almak üzere anlaşıp İstanbul"a geri döndüğü, 14/10/2009 günü Antakya"ya demir almak üzere tekrar geldiği, sanık ..."nin adını ... olarak söylediği ve kendisini satış müdürü olarak tanıtarak alınacak demir karşılığı katılandan öncelikle 24.600 TL para istediği, katılanın üzerinde o kadar para olmadığını söylediği, sanık ..."in "ne kadar paran varsa ver, daha sonra üstünü tamamlarsın" dediği ve yanlarında O.... isimli bir şahıs da olduğu halde .... Bankası"na gittikleri, katılanın, kendi hesabından 10.000 TL para çektiği, sanık ..."nın, katılana “sen bu 10.000 TL"yi ver, geriye kalan parayı da bizim hesaba geçir” deyip kendisine ait banka hesap numarasını katılana verdiği, katılanın aynı gün sanık ..."nın hesabına 3.600 TL, 16/10/2009 tarihinde de 3.000 TL para yatırdığı, daha sonra katılanın İstanbul"a döndüğü, sanıkların katılana, demirleri 19/10/2009 günü yükleyip göndereceklerini söyledikleri halde göndermedikleri, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanıkların eylemlerinin hile niteliğinde olmadığı, aralarında yazılı bir sözleşme dahi bulunmayan taraflar arasında ispatlanamayan bir ticari ilişki oluştuğu, katılanın, ticaretle uğraşan bir kişi olarak sanıklarla herhangi bir sözleşme yapmadığı, adı geçen tanıkların var olduğunun ispatlanamadığı, eylemin taraflar arasında alacak ve borç ilişkisine dayalı hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve suçun sabit olmadığı dikkate alınarak bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Hemen Ara