Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu taşınmazı 11.08.2008 tarihinde satın aldığını, davalı şirketin söz konusu taşınmazın 5 dönümlük kısmını eski malik zamanından beri işgal ettiğini ileri sürerek, haksız elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ile eski malik arasında kira sözleşmesi bulunduğu, dava konusu taşınmazın musakkaf olmadığı için Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu ve yeni malik döneminde B.K."nun 262. ve 263. maddelerine uygun bir fesih bulunmadığı, bu nedenle kira sözleşmesinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, üzerinde fabrika binası bulunan çekişme konusu 22 parsel sayılı taşınmazın öncesinde .... Karadeniz Çimento Kireç ve Ürünleri Ticaret Anonim Şirketine ait iken davacı şirket tarafından 11.08.2008 tarihinde satın alma suretiyle edinildiği ve ... Karadeniz Çimento Kireç ve Ürünleri Ticaret Anonim Şirketinin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının kalmadığı; taşınmazın öncesinde 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile .. Karadeniz Çimento Kireç ve Ürünleri Ticaret Anonim Şirketi tarafından davalı şirkete 7 ay süre ile kiraya verildiği, kira akdinin, süre sonunda uzatma talebi olması ve kiralayanın da kabul etmesi halinde süresinin uzatılabileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Esasen davacı eldeki davada mülkiyet hakkına dayanmış, davalı ise bahis konusu kira sözleşmesine dayalı olarak savunmada bulunmuştur. Anılan kira akdinin mülkiyet hakkı sahibini bağlamayacağı ve onun yönünden bir hukuki netice doğurmayacağı, kaldı ki anılan sözleşmenin de yenilendiğine dair bir belge ve bilgi bulunmadığı gibi, kira akdinin devam ettiği hususu da dosya kapsamı ile kanıtlanmış değildir.
O halde davacının T.M.K."nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına değer vermek suretiyle belirlenecek ecrimisilin karar altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının, bu yöndeki temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.