Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/1687 Esas 2012/1856 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1687
Karar No: 2012/1856

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/1687 Esas 2012/1856 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı köy tüzel kişiliği tarafından sembolik bedelle davalı hazineye temlik edilen taşınmazın koşullu bağış olduğu ve karakol binası yapılmamış olması sebebiyle bağıştan dönme hakkının kullanılabilmesi için sürenin hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Tarafların delillerinin toplanarak, bağıştan dönme hakkının kullanılıp kullanılmadığının saptanması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, borçlu tarafından verilen sözleşmenin niteliği, kapsamı ve yerine getirilme zamanı gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda Borçlar Kanunu'nun 241. maddesi, 244/3. maddesi ve 246. maddesi ile 107. madde de yer almaktadır. Bu maddeler koşullu veya mükellefiyetli bağışlarda bağıştan dönme hakkının kullanılabilmesi için gerekli olan süreler ve koşullar hakkında detaylı bilgi vermektedir.
1. Hukuk Dairesi         2012/1687 E.  ,  2012/1856 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: BAYRAMİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/12/2010
    NUMARASI : 2010/169-2010/270

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Bayramiç Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 09.12.2010 gün ve 2010/169 esas 2010/270 karar sayılı  hükmün Düzelterek Onanmasına ilişkin olan 9.5.2011 gün ve  4893-5598 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde  davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:                                     
    Davacı; ..... Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı .. parsel sayılı taşınmazın   köy ihtiyar heyetinin karakol binası yapılması şartıyla davalıya bağışlanması yönünde aldığı karara istinaden 24.12.1992 tarihinde 5 TL sembolik bedel mukabilinde davalıya temlik edildiğini, ancak karakol binası yapılmadığı gibi aksine köyde bulunan karakolunda Bayramiç merkeze çekildiğini, şartın yerine getirilmediğini ileri sürerek 18.10.2010 tarihinde eldeki davayı açmış davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine; davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek, avukatlık parası yönünden  düzeltilerek onanmıştır.
    Bilindiği üzere; bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (m.. Ş..) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece BK"nun 241. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de aynı yasanın 244/3 maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri istiyebilir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tesbiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmiyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren B.K"nun 246. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rucu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
    Öte yandan Borçlar Kanunun borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümleri; koşullu veya mükellefiyetli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı, 107. maddede sayılan özel haller dışında, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için mütemerrit duruma düşen bağışlanana işin özelliğine ve hayatın olağan akışına uygun bir süre tanınmalıdır.
    Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmazın davacı köy tüzel kişiliği  tarafından sembolik bedelle ve karakol binası yapılmak şartıyla davalı hazineye temlik edildiği dosya kapsamı ile sabit olup, bu haliyle anılan temlikin koşullu bağış niteliğinde bulunduğu, geçen süre zarfında da koşulun yerine getirilmediği  kuşkusuzdur. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan; Yiğitler Köyünde bulunan kararol komutanlığının lağ edildiğine dair Çanakkale İl Jandarma Komutanlığınca, il makamına 28 Şubat 2005 tarihinde yazı yazıldığı, davanın da  18.10.2010 tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.   
    Hal böyle olunca, çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin koşullu bağış olması sebebi ile  Borçlar Yasasının  246.  maddesi  değerlendirilerek  davanın   süresinde  açılıp açılmadığının  saptanması,  bu hususta tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanması,  davanın süresinde açılıp açılmadığı belirlenirken anılan sürenin   bağışta  öngörülen  yükümlülüğün  yerine  getirilmesinde  haklı  sebebin  kalmadığının anlaşıldığı tarihten ve bu  halin  bağışlayan tarafından  öğrenilmesinden  itibaren  başlayacağının gözden uzak tutulmaması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek  oluşacak  duruma  göre  bir  karar  verilmesi  gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile  yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının, karar düzeltme isteğinin HUMK."un 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 09.05.2011 tarih, 2011/4893 Esas, 2011/5598  karar sayılı düzeltilerek onama kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 09.12.2010 tarih, 2010/169 Esas-2010/270 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,   alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


     

    Hemen Ara