Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, davalıya ait .. ada 2,3 ve .. parsel sayılı taşınmazların tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, taşınmazların tapudan terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davayı kabul etmediklerini belirterek, reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çekişme konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve terkin isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan uygulama ile çekişme konusu .. ada 2, 3 ve ..parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne varki; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre, kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle davalı aleyhine yargılama giderleri ve avukatlık ücreti hükmolunamayacağına ilişkin düzenleme karşısında, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti bakımından bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davalının, temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.