Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı babası H.. K."nin kendisinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, üzerine kayıtlı taşınmazları ikinci eşi davalı M.. ile onun önceki evliliğinden olan oğlu Ramazan"a satış göstererek devrettiğini ileri sürüp, satış işleminin iptali ile veraset ilamı doğrultusunda yasal mirasçıları adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının verilen kesin süre içinde dava konusu edilen tapu kayıtlarının ada ve parsel numaralarını bildirmediği gerekçesiyle davanın usulen reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup mahkemece tanınan kesin süre içerisinde öngörülen hususların yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, 30.6.2011 tarihli oturumda davacı tarafın mazeret talebi mahkemece kabul edilmemiş, davalı taraf da davayı takip etmeyeceğini bildirmiştir.
O halde, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HMUK"nun 409. maddesi hükmü uyarınca (6100 S. K."nun 150. m.d.) dosyanın işlemden kaldırılması, süresi içerisinde yenilenmediği takdirde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.