Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12940 Esas 2012/836 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12940
Karar No: 2012/836

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12940 Esas 2012/836 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/12940 E.  ,  2012/836 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/04/2011
    NUMARASI : 2010/1808-2011/283

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, dava  konusu 68 sayılı parselini  tapulama  çalışmaları  sırasında  kıyı  kenar  çizgisi  içerisinde  kaldığı  dikkate  alınmaksızın   davalı  adına  tapuya  tescil  edildiğini  ileri sürerek  tapu  iptali, elatmanın  önlenmesi  ve  yıkım  isteklerinde  bulunmuştur.
    Davalı, davaya  yanıt  vermemiştir.
    Davanın  hak  düşürücü  süre  yönünden  reddine  ilişkin  mahkeme  kararı  Dairece , yargılama   masrafları   bakımından  bozulmuş, mahkemece  bozmaya   uyulmak  suretiyle   davanın  hak  düşürücü süreden  reddine  ve bozma  sonrası  yürürlüğe  giren  6099  sayılı  Yasa  uyarınca   yargılama   masraflarının  davacı   üzerinde   bırakılmasına  karar  verilmiştir.
    Karar, Hazine   tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi     raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.              
    Dava, 3621 Sayılı Yasa"dan kaynaklanan tapu iptali, el atmanın önlenmesi ve yıkım  isteklerine ilişkin olup, mahkemece,14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın hak düşürücü süre yönünden reddine, 6099 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa"nın 36/A maddesi uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve ücreti vekalet takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Gerçekten de, 5841 sayılı yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması doğrudur. Ne var ki anılan Yasa, Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 tarih 2009/31 E 2011/77 K sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın resmi gazetede yayınlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu  durum karşısında, 5841 sayılı yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10/03/1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
    O halde, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28/11/1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
                   Hazinenin temyiz  itirazı  açıklanan  nedenden  ötürü  yerindedir.Kabulüyle  hükmün  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  6.2.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara