Esas No: 2022/3919
Karar No: 2022/17164
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2022/3919 Esas 2022/17164 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2022/3919 E. , 2022/17164 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, açılan çocuk kaçırma ve alıkoyma davasında sanık mahkum edildi. Ancak sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle temyiz davası açıldı. Temyizde, mahkemenin uzlaşma hükümlerini uygulamadan hüküm kurduğu ve CMK'nın basit yargılama usulünü engelleyen bazı hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen bu dosyada kendisinin uygulandığı tespit edildi. Sonuç olarak, dosyanın bir kez daha değerlendirilmesi gerektiği kararı verildi.
Kanun maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrası
- Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 21/2. maddeleri
- Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 234/3. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 251/3. maddeleri
- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesi
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesi
- 7188 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından, tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-89 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre,"Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması" gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği cihetle; sanığın MERNİS adresine 21/2. maddesi gereğince şerh düşülmeksizin tebligat yapıldığı anlaşılmakla, tebligatın usulsüz olduğu bu nedenle sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
a-5237 sayılı TCK.nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kalması nedeniyle ceza muhakemesi şartı olan uzlaşma hükümlerinin uygulanması zorunlu olduğundan, öncelikle uzlaşma girişiminde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin "01.01.2020 tarihi itibariyle... hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda .... basit yargılama usulü uygulanmaz" bölümündeki "hükme bağlanmış" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesinde de aynı güvencelere yer verilerek "lehe kanunun uygulanması ilkesi" benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün "hükme bağlanmış dosyalarda" uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.