Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6267 Esas 2022/3198 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6267
Karar No: 2022/3198
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6267 Esas 2022/3198 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/6267 E.  ,  2022/3198 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.2019 tarih ve 2017/111 - 2019/216 sayılı kararı
    Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    1- Katılan ... vekili ile katılan TBMM vekilinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçları dışında kalan suçlardan, katılan ... vekilinin kamu malına zarar verme ve askeri komutanlıkların gasbı suçları dışından kalan suçlardan, katılan ... vekilinin kasten öldürmeye teşebbüs suçu dışında kalan suçlardan, katılanlar ... vekili ile ... vekilinin ise tüm suçlardan açılan davalara atılı suçların niteliği itibariyle suçlardan doğrudan doğruya zarar görmemeleri nedeniyle davaya katılma hakları bulunmamakla, davaya katılmalarına ilişkin verilen karar da hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden CMK'nın 298. maddesi uyarınca temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Türkiye Büyük
    Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçlarından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında askeri komutanlıkların gasbı suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... Hakkında Tehdit Suçundan, Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçundan, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılanlar ..., ..., ... ve ...’yı kasten yaralama suçundan ve sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ...’nu kasten yaralama suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    İlk derece mahkemesinin 311/1, 312/1, 317/1, 106/2.a.c, 152/1.a-2.a, 114, 170/1-c, 86/2 maddeleri gereğince verdiği ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlarına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları, CMK'nın 286/2-h maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan, mezkur ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar yönünden katılan ..., Türkiye Büyük Millet Meclisi, ... vekilleri, katılan ... vekili ile sanıklar ve müdafilerinin temyiz istemlerinin CMK'nın 298/1. maddesi gereğince REDDİNE,
    3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında katılan ...’u kasten yaralama suçundan verilen beraat hükümlerine dair istinaf başvurusunun esastan reddi kararı yönünden yapılan incelemede;
    5271 sayılı CMK'nın 286/2-g maddesi uyarınca 10 yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlarla ilgili ilk derece mahkemesince verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları kesin olup, temyizi mümkün bulunmadığından; adı geçen sanıklar hakkında verilen beraat kararları yönünden katılan ... vekilinin temyiz talebinin CMK'nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    4- Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne dair istinaf başvurularının esastan reddi kararı yönünden yapılan incelemede;
    Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan suçundan verilen karar, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK'nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan ve ayrıca anılan suç 7188 sayılı Kanun kapsamında temyizi kabil suçlar arasında sayılmadığından, hükme yönelik sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin aynı Kanunun 298. maddesi gereğince REDDİNE,
    Diğer sanıklara ilişkin temyiz sitemlerinin incelenmesinde;
    Sanıklara müsnet suçların unsur ve nitelikleri, bu suçların aralarındaki irtibatlar, savunmada ileri sürülen hukuki kurumlar ile sanıkların hukuki durumları değerlendirilecektir.
    Ayrıntıları Dairemizin 22.03.2019 tarih 2018/7103 esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere;
    5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
    Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
    Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
    Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
    Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
    15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000’in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74’ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000’e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait uçak, helikopter, tank ve

    silahlarla saldırılarak 4’ü asker, 63’ü polis ve 183’ü sivil olmak üzere toplam 250’den fazla kişi şehit edilmiş, 23’ü asker, 154’ü polis ve 2.558’i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    Somut darbe teşebbüsü, 5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 37. maddesi kapsamında “doğrudan fail” olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
    Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde (faillerle birlikte) fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
    5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her hâlükârda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması


    aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2 ve 5237 sayılı TCK’nın 24/3. maddeleri). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
    İlk derece ve bölge adliye mahkemesince kabul edilen somut olay;
    Olay tarihi olan 15.07.2016 günü 4. Kolordu Komutanı ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak'ın saat 19:00 sıralarında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Tümen Komutanlığına gelerek, tümen komutanı Tümgeneral ... ile tümende bulunan tankların kontrol ve emniyette olup olmadıkları hususunu konuştuğu ve akabinde tankların kapak, kilit ve sayılarının kontrolünün yapıldığı, Korgeneral Metin Gürak tarafından Genelkurmay Başkanına, Zırhlı Birlikler Okulu ve Tümen Komutanlığındaki tankların emniyette olduğu ve olağandışı bir durumunun olmadığı hususunda telefonla bilgi verildiği, Korgeneral Metin Gürak'ın saat 19:25 sıralarında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Tümen Komutanlığından ayrıldığı, saat 21:48 sıralarında ise Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığının Faaliyet İzleme Merkezine Genelkurmay Başkanlığından gönderilen mesaj emri ile Zırhlı Birlikler Okulu ve Tümen Komutanlığı Komutanı Tümgeneral ...'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine atandığı, yerine ise sanık Tuğgeneral ...'in görevlendirildiği mesajının ulaştığı, söz konusu mesajın faaliyet izleme merkezinde nöbetçi olan Tank Kıdemli Başçavuş ... Küpeli tarafından tümen nöbetçi amiri Binbaşı ...'e, nöbetçi amir tarafından da Kurmay Başkanı Albay ...'a, kurmay başkanı tarafından da tümen komutanı olan Tümgeneral ...'a telefonla bildirildiği, saat 22:00-22:20 sıralarında olay tarihi itibariyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanlığında Tuğgeneral olarak görev yapan sanık ...'in ve yine olay tarihi itibariyle Şırnak ili Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında Kurmay Başkanı olarak Albay rütbesinde görev yapan, ancak 15 Temmuz itibariyle İstanbul'da Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Sevk ve İdare Akademisinde eğitimde bulunan ve Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında herhangi bir görevi olmayan sanık ... ile birlikte tümen nizamiyesine özel aracıyla birlikte geldikleri, nizamiyede tümende binbaşı olarak görev yapan sanık ...'a ait makam aracı ile Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı karargah binasına geldikleri ve peşinden tümen nöbetçi amirliği vasıtasıyla personeli mesaiye çağırdıkları, olay tarihi itibariyle İstanbul Hasdal'da bulunan 66. Mekanize Piyade Tugay Komutan Yardımcılığı görevinde bulunan sanık ...'nın da bir müddet sonra tümene geldiği, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim

    Tümen Komutanlığında sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nun tümen nöbetçi heyetine “büyük karargahlara terör saldırısı olduğu Genelkurmay Karargahında da şehitlerin olduğu ve Ankara üzerinde uçan bomba yüklü uçağın her an bir saldırı düzenleyebileceğini” söyleyerek karargahların korunması için planlama yapılması ve tüm personelin silah başı yaparak araçlara personel ve mühimmat yüklenmesi hususunda emirler vermeye başladıkları, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında yapılacak olan darbeye teşebbüs eylemi için, kursiyer teğmenlerin haberleşme vasıtası olarak kullandıkları 70. dönem Whatsapp grubundan teğmenlerin acil olarak birliğe gelmeleri çağrısında bulunulduğu, sanık ...'un sanık teğmenler ..., ..., ... ve ... ile birliğe geldiği, sanık ...’un sanık Teğmen ...'in telefonundan sesli olarak iki kez teğmenleri acil olarak birliğe çağırdığı, bunun üzerine sanık teğmenlerin asli görev yerlerine giderken verilmesi gereken ancak bir gün öncesinden dağıtılmış olan şahsi tabancaları ile birlikte nizamiyeden giriş yaparak subay temel kurs bölüğü binasının önüne gelip toplandıkları, sanık teğmenlere Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından sanık teğmenlerin gruplara ayrılarak önce garajlar bölgesine gidilmesi ve ardından tank, ZPT, ZMA araçlarının alınıp cephanelik bölgesine gidilerek cephanelikte bu araçlara mühimmat yüklendikten sonra nizamiyeden dışarı çıkış emirleri verildiği, bunun üzerine sanık teğmenlerin söz konusu eylemleri yapmak için birlik içerisinde bulunan garajlar bölgesi cephanelik ve nizamiye gibi çeşitli yerlere gruplar halinde gittikleri, giderken tam teçhizatlı oldukları, üzerlerinde şahsi silahlarını ve/veya G3 piyade tüfeği de bulundurdukları, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında darbe eyleminin gerçekleşebilmesi için tümen komutanı Tümgenaral ...'un görevden alınıp derdest edilmesi amacıyla saat 22:30 sıralarında Tümen Kurmay Başkanı Albay ...'ın Tümgeneral ...'u telefonla arayıp, harekat yıldırım mesajı geldiğini ve ...'un kendisinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine alındığını ve yerine sanık ...'in atandığını bildirdiği, Tümgeneral ...'un bu telefon görüşmesinin hemen akabinde sanık Albay ...'ı telefonla arayıp kendisine, Ana As Birlik Komutanlarını aramasını ve bu birlik komutanlarının tümen karargahına gelmesi emrini verdiği, Tümgeneral ...'un 22:45 sıralarında tümen karargahına geldiği, komutan makam odasında sanıklar ... ve ...'ın elinde bir atama listesi bulunduğu, bu atama listesini Tümgeneral ...'a gösterdikleri, sonrasında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında görevli olmayan sanık ...'nın makam odasına geldiği, sanık ...'in Tümgeneral ...'dan acilen birlikten ayrılmasını istediği, odadan Tümgeneral ...'un sol tarafında ... sağ geri kısmında da ... oldukları halde çıktıkları, Tümgeneral ...'u özürlü plakalı


    aracın sağ ön tarafına bindirdikleri, sanık ...'nın ise aracın sürücü koltuğuna oturduğu, aracın sağ arka tarafında sanık Teğmen ...'in oturduğu, bu şekilde Akıncılar 4. Ana Jet Üssü Komutanlığına Tümgeneral ...'u götürdükleri, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı Komutanı olarak atanan sanık ...'in yanında sanıklar ... ve ... bulunduğu halde Yarbay ..., Albay ... ve Binbaşı ...'a gelişmeler konusunda Tümen Karargahında bilgi verdiği ve bildiri okuduğu, sonrasında birlik içerisinde bulunan tankların, ZPT ve ZMA'ların hazırlanmasının emredildiği, bunun üzerine tankların sıra halinde cephanelik bölgesine intikal ettikleri ve bu bölgede hazır bulunan sanık teğmenler tarafından cephanelikte bulunan mühimmatların alınarak ZPT ve tanklara yüklendiği, gruplara ayrılan ve görevlendirilmeleri yapılan teğmenlerin bazılarının subay temel kurs bölüğünün silahlığına silahları almak için gittikleri ancak silahlığın kilitli olduğu, sanık Üsteğmen ...'ın silahlığın anahtarı kendisinde bulunan Başçavuş ...'a darbede kullanılmak üzere silah almak amacıyla derhal silahlığın kapısını açması seklinde emir verdiği, ...'ın yanında şüpheliler ... ve ... da olduğu halde silahlık deposunu ...'a zorla açtırmak için uğraştığı, ...'un direnmesi üzerine sanık ...'nun depo kapısını kırın emriyle kapıyı kırıp içeriden sanık teğmenlerle birlikte G3 piyade tüfekleri ve boş şarjörleri aldıkları, sanık ...'ün saat 23:35 sıralarında arkasında teçhizatlı 8-10 sanık teğmen olduğu halde nizamiyeden darbecilerin rahatlıkla girmeleri ve tankların rahatlıkla çıkmaları için intikal var diyerek erlerin nizamiyeyi terk etmelerini emrettiği ve ardından kendisi de nizamiye kulübesine oradan da cephaneliğe gidip Asteğmen ...'a cephaneliği boşaltmalarını ve buranın emniyetinin kendisine geçtiğini söylediği, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Tümen Komutanlığına tümen komutanı olarak atanan ...'in birlik içerisinde geceleyin hareket ettiği, teğmenlere mühimmat deposunun kapılarını kırma emri verilince orada bulunan teğmenlerin helikopter mühimmatına ait depo kapısını kazmalar ile kırıp, cephanelikteki fişeklerin yönerge, talimat, emir ve usullere aykırı bir şekilde cephanelik bölgesine iniş ve kalkış yapan helikoptere yüklendiği, Destek ve Tatbikat Taburu Eğitim Destek Bölük Komutanlığı emniyet kontrol odasında bulunan mühimmatların sanık ...'un talimatıyla sanık ...'in kontrolünde diğer teğmenler tarafından alıkonulduğu, sanık ...'ün Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığında görevli bulunmamasına ve burada bir görevinin olmamasına rağmen, cep telefonunu saat 23:30'da gelen " Sayın KKK yetkilisi, DDOS koruma sistemi üzerinde atak durumu başlamıştır" mesajı üzerine Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığına doğru yola çıktığı ve saat on ikiden hemen sonra tümene giriş yaptığı, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı içerisinde bulunan 018759 plakalı Leopard 2A4 tankı ile 018761 plakalı Leopard 2A4 tankın ve her iki tankta ayrı ayrı olmak üzere 5 adet tank topu mühimmatı (ders atış sabot) 1000 adet 7,65 mm MG-3 fişeği olduğu halde 018759 plakalı tankta, tank

    komutanı Üsteğmen ..., nişancı Uzman Çavuş ..., sürücü Uzman Çavuş ... ve doldurucu Teğmen ...'un bulunduğu, 018761 plakalı tankta ise tank komutanı olarak Üsteğmen ..., nişancı Uzman Çavuş ..., sürücü Uzman Çavuş ..., doldurucu Teğmen ...’un olduğu, her iki tankın da Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe'deki binasına doğru saat 00:40 sıralarında nizamiyeden çıktıkları, iki tankın Jandarma Genel Komutanlığına hareketlerinden sonra sanık ...’ın komutanlığını yaptığı üçüncü tankın cephanelik bölgesinden 2 nolu nizamiye bölgesine geldiği, nizamiye bölgesinde kapıların açılmasına ve engellerin kaldırılmasına rağmen, sanık ...'ın tankı çıkış kapısının hemen gerisinde durdurduğu ve çıkış yapmadığı, Jandarma Genel Komutanlığına giden tanklar tümenden çıktıktan sonra sanık ...’ın sanık ...’e dışarı çıkan tank mürettebatının Jandarma Genel Komutanlığı kavşağında şüpheli ... ile irtibat sağlamaları için sanık ...'nın telefon numarasını verdiği, sanıklar ... ve ...'ın emri ile sanık ...'in ise HTS kayıtlarına göre tank personellerinden sanık ...'a saat 01:02:40'da, sanık ...’a saat 01:03:04'de "J. Kavşağına varınca 0 505 2988006 ... irtibata geçin" şeklinde mesaj attığı, tankların Anadolu Bulvarı üzerinden Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe'deki binasına gitmek istedikleri ancak darbeye karşı çıkmak üzere toplanan halkın engellemesi ile karşılaştıkları, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Batı istikametinden TOBB Üniversitesi köprülü kavşak altından Jandarma Genel Komutanlığı tarafına dönmek istediklerinde yolu polis otobüslerinin kapatması nedeniyle ulaşamadıkları, tankların bu sefer ... Genel Merkezine doğru yolun geliş istikametinden ters yönde ilerleyerek hızlı bir şekilde devam ettikleri, halkın yoğun direnişi ve bir kısım mağdurların ve maktul ...'in tankların üzerine çıkmaları karşısında tank komutanı sanık üsteğmen ...'ın silahlarıyla birlikte sivil halk tarafından yakalanıp emniyet güçlerine teslim edildiği, tankların telsiz antenlerinin sökülmesi nedeniyle endişeye kapılan sanıkların birliğe geri dönüş yapmak üzere hızlıca geri döndükleri esnada 018759 plakalı tankın üzerine tankı durdurmak ve darbeyi engellemek maksadıyla çıkan maktul ...'in bu tanktan düşerek şehit olduğu, 018759 plakalı tankta bulunan sanık ...'un tabanca ile tank komutanı bölmesinde bulunan katılan ...'a 3 kez ateş ederek öldürmeye teşebbüs ettiği, yine aynı tankın üzerine tankı durdurmak ve darbeyi engellemek maksadıyla çıkan Katılanlar , ... ve ...'ın ise tankın üst kısmının döndürme manevrası yapılarak tankın üzerinden düşürülmesi sonucu basit tıbbı müdahale ile giderilebilir derecede kasten yaraladıkları, söz konusu 2 tankın halk tarafından engellenmesi sonucu geri dönüp nizamiyeye girmeleri esnasında çıkış istikameti doğrultusunda 6 adet tankın da hazır bulunduğu ve dışarıdan gelen 2 tankla içeriden çıkarılmak istenilen tankların nizamiyede karşı karşıya geldikleri, bu esnada


    sivil halkın da nizamiye önüne toplandığı, halkın nizamiyeden tankların çıkmamasını istedikleri, ...'ın halkı yatıştırdığı ve nizamiyeden tankların çıkarılmayacağını söylediği, bunun üzerine sakinleşen halkın nizamiyenin karşısında bulunan köprüye doğru çekilmeye başladıkları, ...’ın sanıklar ..., ... ve ...’ın nizamiyenin açılıp tankların çıkarılmasına yönelik emirlerini yerine getirmediği ve tanklarda bulunan askerlere tankların kesinlikle çıkmaması talimatını verdiği, ... nizamiyeye geldikten sonra nizamiyeye darbeye karşı duran rütbelilerinin koşarak toplanmaya başladıkları, bu sırada sanık ..., ... ve yanlarında da 10-12 kadar sanık teğmenin nizamiyeye doğru geldikleri, ...'in ...'a nizamiyeyi açmasını ve tankların çıkacağını söylediği ancak ...'ın buna izin vermediği, darbeci teğmenlerin sanıklar ... ve ...'nın emriyle havaya ateş ettikleri, tanklardaki mürettebata tankları çalıştırmalarını söyledikleri, ancak tanklardaki ve tankların etrafındaki askerlerin tanklara binmeyeceklerini söylemeleri üzerine darbeci sanık teğmenlerin tankları hareket ettiremedikleri, nizamiyede meydana gelen olaylar esnasında ...'ın talimatıyla dışarı çıkmak isteyen tankların çalışma donanımları, vites kolları ve kablo bağlantıları ile sigortalarının lojistik destek komutanlığındaki teknisyenler, başçavuşlar ve askeri personeller tarafından bozularak devre dışı bırakılıp hareket etmelerinin engellendiği, nizamiyeden tankların yanına giden sanık teğmenlerin üç land ve bir araca binerek tankların yanından tümen karargahına doğru kaçtıkları, tanklarda bulunan darbeye karışmayan askerlerin tankları terk ederek kışla içerisine geri döndükleri, aynı zamanda da Tümen 2. Nolu Nizamiye Bölgesinin Lojistik Destek Komutanlığı personelince kontrol altına alındığı, nizamiyenin önünde vatandaşların toplandığı, köprü üstünde de yaklaşık 1000 kadar vatandaşın toplandığı, Ankara Büyükşehir Belediyesine ait iş makinalarının nizamiyenin önüne gelip nizamiye önünün tankların çıkışına engel olacak şekilde kapatıldığı, cephanelik bölgesindeki tankların mürettebatı tarafından subay temel kursiyerlerinin tanklara binmesinin engellendiği ve tankların kilit altına alınarak kontrol altında tutulduğu, Nizamiye giriş çıkışları ile nizamiyede bulunan darbeciler kontrol altına alındıktan sonra gruplar halinde çağrılan subay temel kursiyerleri sanık teğmenlerden bazılarının teknik kurul binasına gelip kendilerince teslim oldukları, bazılarının ise darbeye karşı duran personel tarafından ikna edilerek, bazılarının ise alınarak gözaltına alınıp teknik kurul binası içerisinde bulunan sınav salonunda toplu halde gözetim altına alındıkları, bu esnada bu kursiyerlerin silahlarının da teslim alındığı, kalkışma hareketinde bulunan diğer personelin de teslim olmaya zorlanıp gözetim altına alınıp, silahlarının teslim alındığı, bu şekilde Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında kontrolün yavaş yavaş ele geçirilmeye başlandığı, sanık ...'ın tümen karargah binası önünde yakalanması ve ellerinin plastik kelepçe ile bağlanması sırasında 'ben suçsuzum komutanım' dediği, o sırada aynı bölgede bulunan sanık ...'in gelip 'ya bu suçsuz bu nöbetçi biz çağırdık' şeklinde beyanda


    bulunduğu, ancak ...'ın serbest bırakılmadığı, sanık ...'ın elinde plastik kelepçe ile 'komutanım ben bir şey yapmadım beni niye tutukladılar ben sadece işte EYS'den gelen yazışmaları kontrol ettim baktım ben verilen emiri yaptım' diyerek dolandığı sırada, tümenin B girişinin orada ...'nin yanına giderek 'komutanım bakın siz beni tanıyorsunuz benim bir şeyim yok ' demesi üzerine, sanık ... tarafından verilen 'bırakın onu o bizden, darbecilerden değil tamam kesin bunda bir şey yok kelepçelerini kesin' talimatı üzerine, kelepçelerin tanık ... tarafından kesilerek serbest bırakıldığı, ancak tekrar yakalandığı, akabinde darbeci askerlerin teker teker ya da gruplar halinde birlik içerisinde darbeye karşı duran rütbeli ve askerlerce gözaltına alınmaya başlandıkları şeklinde gerçekleşen olayda;
    I- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından verilen beraat hükümlerine dair istinaf başvurusunun esastan reddi kararı yönünden yapılan incelemede;
    Oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulü nazara alındığında, tebliğnamede sanıklar ... ve ... yönünden bozma içeren düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Sanıklar hakkında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan ... ve katılan ... vekillerinin sanıkların atılı suçlardan cezalandırılmaları gerektiğine, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının ise sanıklar ..., ... ve ...'ın Anayasayı ihlal suçundan cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
    II- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında maktul ...’i kasten öldürme suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...’u kasten öldürmeye teşebbüs suçu yönünden verilen beraat hükümlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    Sanıklar hakkında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan maktul ... yakınları ... ve ... vekili ile katılan ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
    III- ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...

    ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazlarının reddiyle ceza verilmesine yer olmadığına dair kararların ayrı ayrı ONANMASINA,
    IV- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ile sanıklar müdafileri ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    V- Sanıklar ..., ... ve ...’in maktul ...’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ve sanıklar ... ve ...’in katılan ...’u kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ... ve ... ile sanıklar müdafileri ve maktul ... yakınları ... ve ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;


    1. Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    2. Sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK'nın 63. maddesi uyarınca cezalarından mahsubuna karar verilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ... Ve ... ile sanıklar müdafileri ve maktul ... yakınları ... ve ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin ilgili fıkrasındaki “maddesi yollaması ile TCK 58/6-7” kısmının çıkartılması ve hükümlere "sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63. maddesi uyarınca cezasından MAHSUBUNA" ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    VI-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’un Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’nun Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme suçundan mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    Oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulü nazara alındığında, tebliğnamede sanıklar ..., ... ve ... yönünden bozma içeren düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Ve ... ile sanıklar müdafileri, katılan

    ... vekili, katılan ... vekili ve sanıklar ..., ... ve ... yönünden bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    1. Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    2. Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin ilgili fıkrasındaki “maddesi yollaması ile TCK 58/6-7” kısmı ile katılanlar lehine vekalet ücretine hükmolunan XIII) fıkrasının B-3 bendinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    VII- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
    1. Sanık ... hakkında verilen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu yönünden;
    Suç, bir teşebbüs suçu ise de gerek yargısal kararlarda gerekse doktrinde duraksamasız biçimde kabul edildiği üzere fiilin, hazırlık hareketlerinden çıkıp icra aşamasına ulaşması gerekir. Korunan değerlere matuf tehlike oluşturmaya elverişli eylemlerin bu fiil kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle suçun bir somut tehlike suçu olduğunun kabulü gerekir.
    Fiilin elverişli olup olmadığı her olayın özelliğine göre; fiilin niteliği, işleniş biçimi, işlenme zamanı, toplumda meydana getirdiği etki, ortaya çıkan zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı, faaliyet alanı, ülke genelindeki organik bütünlüğü gibi ölçütler değerlendirilerek takdir edilecektir.
    Suçun işlenişine bulunulan katkı hazırlık hareketlerinden ibaretse, suç üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğundan bahsedilemez, bu durumda suça yardım eden olarak katılmak söz konusu olacaktır (Özgenç, age, s 499).
    Bu kapsamda, somut olay irdelendiğinde;
    a) Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK'nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması hususu gözetilmeden darbe planı organizasyonu içerisinde bulunduğu tam olarak tespit edilemeyen sanığın hangi icrai

    hareketlerle suç işlediği somut olarak belirtilmeden “sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın darbenin başarılı olması için verdikleri suç teşkil eden kanunsuz emirlerine uyarak görev alanı dışında faaliyette bulunduğu” şeklinde dosya kapsamı ile uyuşmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
    b) Sanığın asker şahıs olması da gözetilerek görev yaptığı yerlerde hakkında ankesör/sabit hatlardan periyodik ve/veya ardışık aranıp aranmadığı, yine UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretlerinin getirtilmesi, gerekirse ilgili şahısların da tanık olarak dinlenilmelerinin sağlanması, örgütle kurduğu bağ da dikkate alınarak; olay günü sanık ...’un arabası ile tümene gelen, Çağlayan Nizamiye Bölgesinde diğer sanık teğmenler ile birlikte 2 saate yakın bir süre bekleyen, daha sonra bölük binasına geçerek G-3 piyade tüfeği alan ve sanık ...’un emri ile sanık ...’i korumakla görevlendirilen sanığın eylemlerinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım ya da silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışmasız bırakılarak eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
    c) Kabul ve uygulamaya göre ise;
    1- Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    2- Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    2. Sanıklar ... ve ... hakkında verilen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu yönünden;
    a) Olay akşamı sanık ... tarafından mesaiye çağrılan sanıkların tümene geldikten sonra kamuflajlarını giydikleri ve gelen emir üzerine tabur binasına doğru gittikleri, bu sırada araçla kurslar tabur bölgesine gelen sanık ...’ün aralarında sanıkların da bulunduğu 5 kursiyer teğmeni araca alarak cephanelik bölgesine hareket ettiği, orada sanıkların öncelikle müfreze binasına gittikleri, sonrasında Kara Havacılık helikopterine mühimmat ikmali yapılacağına dair sanık ... tarafından sanık ...’e verilen emir ile sanıkların Kara Havacılık Komutanlığının iglo (toprağa gömülü) tipi mühimmat deposuna gittikleri, iglodan yapılan mühimmat yüklemeleri sırasında bölgede oldukları ve helikoptere götürülmek üzere mühimmatların araca yüklenmesine yardımcı oldukları şeklinde gerçekleşen olayda; somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği

    olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs etme suçuna yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    b) Kabul ve uygulamaya göre ise;
    1- Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    2- Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    3. Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçu yönünden;
    a) Olay akşamı sanık ... tarafından mesaiye çağrılan, tümene geldikten sonra kamuflaj kıyafetlerini giyerek şahsi (beylik) tabancalarını da yanlarına alan, daha sonra sanıklar ... ve ...'un emriyle hücum yeleklerini giyerek silahlıktan G-3 piyade tüfeklerini alıp önce garajlar bölgesine oradan da cephanelik bölgesine gelen ve sabah saat 04:00’e kadar cephanelik bölgesinde bekleyen, dosya kapsamına göre icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olmadıkları görülen sanıkların eylemlerinin; darbeye teşebbüs suçuna ilişkin icrai nitelikte katkı sağlar vasıfta olmayıp hazırlık hareketi kapsamında kaldığı, yargılama aşamasında alınan sanıklar ... ve ... yönünden teşhis tutanakları ile sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden sabit hatlardan arama kayıtları da gözönüne alındığında, eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    b) Kabul ve uygulamaya göre ise;
    1- Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    2- Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı, Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve Ramazan

    Demirkol ile sanıklar müdafilerinin ve ... yönünden bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedeni ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddi ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara