Esas No: 2013/11938
Karar No: 2013/18512
Karar Tarihi: 25.12.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/11938 Esas 2013/18512 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Yanlar arasında birleştirilerek görülen asıl davada elatmanın önlenmesi ve yıkım;birleşen davada ise irtifak hakkı tesisi veya temliken tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar asıl davanın davacı (birleşen davanın davalı) vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava,elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleşen dava ise irtifak hakkı tesisi veya temliken tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece,çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanda imar uygulamasının yapılmasına ilişkin 26.03.2003 tarihli encümen kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesi ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden,çekişme konusu 286 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına, komşu 10 parseldeki kat irtifakı kurulu A ve B blok davalılar adına kayıtlı iken belediye encümeninin 26.03.2003 tarihli kararına dayalı olarak imar uygulamasına tabi tutuldukları,bunun sonucunda davaya konu edilen 6476 m2 yüzölçümlü 286 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 129,43 m2 lik bölümü ayırma çapı ile ayrılarak 371,29 m2 yüzölçümlü 926 ada 2 nolu imar parselinin oluştuğu, davacı hazinenin imar parselinde 837/2400 oranında malik olduğu,davacı ... dışında dava dışı belediyenin de 1563/2400 oranında malik olduğu, belediyenin payını 29.08.2003 tarihinde dava dışı Yakup Kurtaran"a satış suretiyle temlik ettiği, yine 286 ada 10 parsel sayılı taşınmazda imar şuyulandırma işlemi ile 926 ada 1 nolu imar parselinin olduğu, 926 ada 1 nolu imar parselindeki kat irtifakı kurulu A ve B blokların davalılar adına kayıtlı bulunduğu,anılan işlemin Sakarya 1.İdare Mahkemesinin 20.04.2005 tarih 2003/647 E.2005/387 K. sayılı kararı ile iptal edildiği,bu karara istinaden de belediye encümeninin 26.04.2006 tarihli kararına dayalı olarak geriye dönüşüm uygulamasına tabi kılındıkları,Yakup"un 926 ada 2 parseldeki payını 01.04.2008 tarihinde belediyenin satış suretiyle geri aldığı,çekişme konusu parsellerin eski kadastral ve imar durumları ile 02.04.2008 tarihinde tescil edildiği,bilahare idari yargının iptale ilişkin kararının Danıştay 6. Dairesinin 26.02.2008 tarih 2006/127 E. 2008/1184 K. sayılı kararı ile bozulduğu, bozma sonrasında Sakarya 1.İdare Mahkemesinin 04.03.2010 tarih 2010/159 -150 E. K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ve kararın 28.05.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
22.01.2003 tarih ve 2003/1 Değişik İş sayılı tespit dosyası ile yapılan keşiften sonra fen bilirkişi tarafından düzenlenen 17.02.2003 tarihli rapor içeriğinden;286 ada 10 parseldeki kat irtifakı kurulu bloklardan iki adetinin davacıya ait 286 ada 1 parsel sayılı taşınmaza A harfi ile gösterilen 45,67 m2, B harfi ile gösterilen 1,53 m² ve C harfi ile gösterilen 0,74 m2 tecavüzlü olduğu saptanmış olup geriye dönüşüm işlemi ile eski kadastral ve imar durumlarına geri dönüldüğüne göre davanın konusuz kalma durumundan söz edilemez.
Öte yandan,yıkım istekli davalarda davaların, kural olarak yapıyı meydana getiren ya da getirenlerle birlikte kayıt maliklerinin tümüne yöneltilmesi ve davanın onlar huzuruyla görülüp,sonuçlandırılması zorunludur.Oysa yargılama sırasında ve sonrasında 286 ada 10 nolu parselde bulunan A blok 3 ve 7 nolu bağımsız bölümler 27.06.2012 tarihinde dava dışı ...."e,aynı blok 4 bağımsız bölüm 01.12.2011 tarihinde ve aynı blok 8 nolu bağımsız bölümü ise 01.07.2008 tarihinde dava dışı Hüsmen Akar"a temlik edildiği halde yeni kayıt malikleri davada yer almamışlardır.
Diğer taraftan,Öğreti ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre birleştirilmiş olsa dahi her dava bağımsızlığını korur. Bunun sonucu olarak mahkemece hüküm verilirken karar başlığında asıl davanın ve birleşen davanın taraflarının ayrı ayrı gösterilmesi, hüküm yerinde asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, asıl davanın davalıları ... ve ... tarafından irtifak hakkı tesisi veya temliken tescil istemiyle davacı ... aleyhine açılan aynı Mahkemenin 2008/1 Esasına kayıtlı dava da 01.05.2008 tarih 2008/140 K. sayılı karar ile asıl dava ile birleştirildiği halde birleşen bu dava yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
Hal böyle olunca, öncelikle 286 ada 10 parseldeki kat irtifakı kurulu A ve B bloklarındaki yeni kayıt maliklerinin davada yer almalarının sağlanması,ondan sonra işin esasına girilip yerinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak,davacıya ait 286 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, komşu 10 parseldeki kat irtifakı kurulu A ve B blokların bir taşkınlığı olup olmadığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre asıl dava hakkında bir karar verilmesi ve birleşen dava hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, noksan soruşturmayla yetinilerek ve tek bir dava varmış gibi yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Asıl davada davacı (birleşen davada davalı) vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.