Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31957 Esas 2016/4229 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/31957
Karar No: 2016/4229
Karar Tarihi: 02.05.2016

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31957 Esas 2016/4229 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık bir emlakçıdır ve hizmeti nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Sanık, kiralamak isteyen bir kişiye boş bir evi göstererek üç aylık kira bedeli olarak 1.050 TL para almış ancak evi teslim etmemiştir. Sanık, borcunu 200 TL olarak kabul etmiş ve paranın bir kısmını katılan ile ortak bir tanıdıkları olan İbrahim Vatansever aracılığıyla göndermiştir. Kararda, sanığın gerçek suçlu olup olmadığının tespiti için gerekli inceleme ve araştırmaların yapılmadığı belirtilmiştir. Kararda ayrıca, sanığa verilen cezanın adil olmadığı, hak yoksunluğuna ilişkin kararın hatalı olduğu ve Anayasa Mahkemesi'nin kararının dikkate alınmadığı vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi zikredilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2013/31957 E.  ,  2016/4229 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ........... Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma


Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyete ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Emlakçı olan sanığın, kiralık ev bulmak için kendisine başvuran katılana boş olan bir evin satıldığını, badana yaptırıp kiraya verebileceğini söyleyerek, evi gösterdiği, evi beğenen katılandan üç aylık kira bedeli olarak 1.050 TL para almasına rağmen, kiraya konu evi katılana teslim etmediği gibi almış olduğu parayı da iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın aşamalardaki savunmalarında borcunu kabul ettiğini, evin yeni sahibinin evi kiralamaktan vazgeçmesi nedeniyle katılana evi teslim edemediğini, borcunun 200 TL"sini katılana gönderdiğini beyan etmesi, 22/05/2012 tarihli temyiz dilekçesinde de paranın 200 TL"si ile 1.500 TL"lik senedi borcuna karşılık olarak katılanla ortak tanıdıkları olan İbrahim Vatansever ile gönderdiğini belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanık tarafından katılana kiralanan evin tarafların anlaşmasından sonra satılıp satılmadığının tespiti, evin sahibinin kimliğinin tespit edilmesi, tanık sıfatıyla olaya ilişkin beyanlarının alınması, yine İbrahim Vatansever"in tanık olarak celbi ile olaya ilişkin bilgisine başvurulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabule göre de;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
3-5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Hemen Ara