1. Hukuk Dairesi 2013/16054 E. , 2013/18305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 6470 ada 6 parsel sayılı taşınmazı bankadan kredi alınması ve kredi tamamen ödendikten sonra geri verilmesi koşuluyla davalıya temlik ettiğini, kredi ödendiği halde taşınmazı davalının iade etmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “ dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7313 ada 1(eski 6470 ada 6) parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına kayıtlı iken, yargılama sırasında satış suretiyle el değiştirdiği, son olarak dava dışı ... adına kayıtlı bulunduğu, davalı ..."ın kayden bir ilgisinin kalmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, HUMK. nun l86. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorularak, sonucuna göre işlem yapılması gerektiği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde son kayıt malikinin davada yer almasının sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ve dahili davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.02.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ..., dahili davalı ... vekili Avukat ..., Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ve dahili davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.563.42.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.