Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/12115 Esas 2013/18285 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12115
Karar No: 2013/18285
Karar Tarihi: 19.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/12115 Esas 2013/18285 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kayden maliki olduğu taşınmaza davalıların duvar örmek suretiyle tecavüz ettiklerini iddia eden davacı tarafından elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir; ancak, yapılan soruşturmanın yetersiz olduğu belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda, ayrılmaz parçanın mülkiyeti ve tasarruf hakkının üzerinde bulunduğu arsa ile bağlantılı olduğu, yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlandığı ve imar uygulaması sonucunda oluşan durumların idari karar ile meydana geldiği belirtilmiştir. Bu nedenle yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz\"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı, üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Kararda, 6785 sayılı Yasa'nın yürürlükten kalktığı, 3194 sayılı imar yasasının 18. maddesinin ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arsa arasındaki hukuki ilişkiyi kopardığı, bazı durumlarda yapıların malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörüldüğü belirtilmiştir. Zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisinin sınırlanması ve ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücünün özel yasa ile kısıtlandığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak, tarafların taşınmazlarının tedavül kayıtlarının ve krokilerinin getirtilip imar öncesindeki durumun açıklığa kavuşturulması gerektiği vurgulanarak, eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulmasının yanlış olduğu belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: M.K.nun 684. maddesi, 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve 3194 sayılı imar yasasının 18. maddesi, 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi ve 1086 sayılı HUMK\"nun 428.maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/12115 E.  ,  2013/18285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MİDYAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/02/2013
    NUMARASI : 2012/431-2013/53

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 5 parsel sayılı taşınmazına davalıların duvar örmek suretiyle tecavüz ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli eldeki davayı açmış, davalılar ise; tecavüzün imar uygulaması ile oluştuğunu savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 5 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, komşu 4 parsel sayılı taşınmazın ise davalılar adına kayıtlı olduğu, her iki taşınmazında imar parseli olduğu anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, yapılan soruşturmanın hükme yeterli bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı, üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı imar yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece, yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olayda, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve uygulama yapılmış değildir.
    Hal böyle olunca, öncelikle taraflara ait taşınmazların imar öncesinden itibaren tedavül kayıtlarının ve krokilerinin getirtilmesi, gerek kadastral kayıtlar, gerekse imar kayıtları mahalline keşfen uygulanarak mevcut müdahalenin imar uygulaması nedeniyle oluşup oluşmadığının ve yıkıma konu edilen muhdesatın yer aldığı taşınmazda davalıların imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir haklarının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, müdahalenin imar uygulaması ile oluştuğunun ve davalıların imar öncesi bir haklarının bulunduğunun belirlenmesi halinde, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davalıların, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara