Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14589 Esas 2013/18231 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14589
Karar No: 2013/18231
Karar Tarihi: 18.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14589 Esas 2013/18231 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı, bir asıl dava ve karşı dava arasında menfi tespit, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleriyle açılan davada verilmiştir. Asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın ise kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Karşı davalı tarafından haksız olarak kullanılan bağımsız bölüme yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği hüküm altına alınmış, ancak ecrimisil yönünden kapsamlı bir araştırma yapılmadan karar verildiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 434/I ve 434/III maddeleri harç ödeme ve işlem yapılma durumlarını düzenlemektedir.
1. Hukuk Dairesi         2013/14589 E.  ,  2013/18231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT, ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL

    Yanlar arasında görülen menfi tespit, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl dava menfi tespit, karşı dava ise bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın HMK"nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; HUMK’nun 434/I. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi, 10.05.1965 tarih 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla da peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının; karar altına alınan karar ve ilam harcının dörtte biri olacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, HUMK’nun 434/III. Fıkrasında ise, harcın ödenmemesi halinde ne gibi işlem yapılacağı usul ve esasları gösterilmiş bulunmaktadır.
    Somut olaya gelince; her ne kadar asıl davacı temyiz isteminde bulunmuş ise de usulüne uygun ihtara rağmen temyiz harcını yatırmadığı gibi adli yardım kararı da alınmamıştır.
    O halde, HUMK’nun 434/III. Maddesi uyarınca asıl davacının temyiz isteminin REDDİNE.
    Davalının (karşı davacı) temyiz itirazlarına gelince;
    Çekişme konusu daire nitelikli 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının ... 1/2 payın ise hazine adına kayıtlı olduğu,...3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/646 esas 2011/220 karar sayılı 23.3.2011 tarihli kararı ile ...un gaip olması nedeniyle kayyım tayin edildiği anlaşılmaktadır.
    Kayyım, karşı davasında çekişme konusu bağımsız bölümün davacı (karşı davalı) tarafından haksız olarak kullanılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, bağımsız bölüme davacının (karşı davalı) haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiği saptanarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Ne varki, mahkemece, ecrimisil yönünden hüküm kurmaya yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
    Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
    Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
    Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
    İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
    Hal böyle olunca; ecrimisil yönünden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, bilirkişilerden denetime olanak verecek şekilde rapor alınması, soncuna göre hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının (karşı davacı) temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara