Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/672 Esas 2016/4035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/672
Karar No: 2016/4035
Karar Tarihi: 27.04.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/672 Esas 2016/4035 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2016/672 E.  ,  2016/4035 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ : Antalya . Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık


Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine yönelik hüküm, o yer Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip 23/01/2012 tarihinde tebliğ olunan 26/10/2011 tarihli beraat hükmüne yönelik, sonradan atanan sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 03.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz talebinin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
Katılan ve sanığın aynı apartmanda oturdukları, sanığın kendisini E.. Ç.. ve veteriner olarak tanıttığı, bir müddet sonra katılanın başka bir yere taşındığı, sanığın katılana ulaşarak, İngiliz olan eşinin beyninde tümör olduğunu, ameliyat olacağını, İngiltere"den parasının geleceğini ancak geciktiğini söyleyerek katılandan 3.500 Euro ve 3.000 TL para aldığı olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Katılanın beyanları, anlatımları, 06.02.2008 tarihli senet fotokopisi ile dosya içeriğine göre,katılanın; sanığa suça konu paraları 06.02.2008 tarihinde aynı anda verdiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, 765 sayılı TCK"nın 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denilmesi nedeniyle, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı iddianamede de sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1.maddesinin uygulanması istenilmediği halde, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı da verilmeden yazılı şekilde TCK"nın 43/1.maddesinin uygulanması,
b-TCK"nın 51/3.maddesinde yer alan “cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.” hükmüne aykırı olarak denetim süresinin sanığa verilen ceza süresinden daha az olacak şekilde 1 yıl olarak belirlenmesi,
c-Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddenin c bendi bakımından, "kendi altsoyu" üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından uygulanamayacağı, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan ise sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
d-06.02.2008 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında 09.06.2009 olarak yanlış yazılması,
Kanuna aykırı, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hemen Ara