Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,20.3.1984 tarihli vekaletname ile davalı kardeşine taşınmaz alım -satımı için yetki verdiğini, davalının aradan geçen uzun sürede unutulan ve başka bir taşınmaz için verilen vekaletnameyi kullanarak talimat ve onay vermediği halde ortak mirasbırkanları S."dan kalma 1146 parseldeki payını üzerine aldığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmazsa tazminat istemiştir.
Davalı, 1968"de davacıdan haricen satın aldığı payın satışı için davacının 1984"de verdiği vekaletnameye dayanarak taşınmazın devrini üzerine aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilerek gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı A."nin davalı kardeşi S. T."ye Fethiye Noterliğinin 20.3.1984 tarihli satış yetkisini de içeren genel vekaletname verdiği davalı S.nin bu vekaletnameyi kullanmak suretiyle davacı A.nin 1146 parsel sayılı taşınmazdaki 3/24 payını 6.5.2008 tarihli kendisi adına yetkili vekili T. T."nin katıldığı akitle kendi adına satın alma yoluyla tescil ettirdiği görülmektedir.
Somut olaya gelince, davacı vekalet görevinin kötüye kullanıldığını iddia etmiş, davalı 1968 yılında haricen satın aldığını vekaletin de bu harici satışın resmiyete dönüştürülmesi için verildiğini savunmuştur.
Ne var ki, mahkemece savunma üzerinde yeterince durulmamış, davalının bildirdiği tanıklar dinlenmemiştir. Her ne kadar haricen (tapu dışı) satış geçersiz ise de vekaletnamenin harici satış olgusunun resmiyete taşınması için verildiğinin saptanması halinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığının kabulüne olanak yoktur.
Diğer taraftan, olayda davacı ile davalı kardeştir. İşlemi gerçekleştirirken davalı davacıyı temsil etmiş davalıyı da dava dışı kişiye verilen vekalet ile T. T. temsil etmek suretiyle taşınmazdaki payın mülkiyetinin davalıya intikali sağlanmıştır. Böylesi bir işleme hukuki bir sonuç bağlanıp bağlanmayacağının da gerekçeleri ortaya konulmak suretiyle değerlendirilmemiş olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, davalının savunması doğrultusunda tanıkların dinlenmesi, bildirdiği delillerin toplanması, taşınmazın davalı tarafından kullanılmasına davacı tarafından neden ses çıkarılmadığının davacının taşınmazı neden kullanmadığının sorulması varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması yerinde değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.