Taraflar arasındaki davadan dolayı Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 25.02.2010 gün ve 2009/1481 esas, 2010/131 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 11.05.2011 gün ve 5027-5775 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunduğu ididasına dayalı tapu iptali, elatmanın önlenmesi, yıkım isteklerinek ilişkindir.
Mahkemece, 548.83 m² bölümü için davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, Dairece;"5841 sayılı Yasa nedeniyle davanın reddi gerektiğinden bahisle bozulmuş; bunun üzerine hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair karar onanmıştır.
Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.7.2011 tarihinde de karar resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer.
Öte yandan yargılama masraflarıyla ilgili olarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 Sayılı Yasa! ya eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerinde, “ kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve karalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği…” yönünde düzenlemeler getirilmiştir.
Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme, yapılmak ve yargılama masrafı yönünden de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 11.05.2011 tarih, 2011/5027 Esas, 2011/5775 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 25.2.2010 tarih, 2010/1481 Esas-2010/131 karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.