Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9121 Esas 2011/13361 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9121
Karar No: 2011/13361
Karar Tarihi: 21.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9121 Esas 2011/13361 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/9121 E.  ,  2011/13361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. (KAPANAN EYÜP 1.) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/01/2007
    NUMARASI : 2005/282-2007/12

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı M. C.ile aralarındaki sözlü takas sözleşmesi gereğince adına kayıtlı 14600 parseldeki 116 nolu dükkanı M. C."ın eşi diğer davalı M..a devrettiğini, karşılığında verilmesi gereken arsaların verilmediğini, daha sonra davalı M. C. ile daha önce söz verip de yerine getirmediği edimleri yazılı taahhüt haline getirdiklerini, ancak yine sözleşme şartlarını yerine getirmediklerini, davalıların dava konusu taşınmazı iade etmeyecekleri kanaatine vardığından bu davayı açtığını ileri sürüp 116 nolu dükkanın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı M., dava konusu taşınmazı davacıdan satın aldığını, satış bedelinin ödendiğini, resmi akitten sonra düzenlenen adi yazılı belgenin kendisiyle ilgisi bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Davalı M. dava dilekçesindeki hususların ve davacı ile aralarındaki yazılı sözleşmenin doğru olduğunu, davacıya verilecek olan Çerkezköy"deki arsanın hazır olduğunu davacının arsayı almadığını bildirmiştir.
    Mahkemece, tapu maliki olmayan davalının kabul beyanının sonuca etkili olmayacağı, davalı Meral yönünden iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;14600 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan kargir işhanındaki 116 nolu imalathanenin tamamı davacı adına kayıtlı iken 22.10.2003 tarihinde davalı M."e satış yoluyla temlik edildiği, davacı H. D. ile davalı M. C. arasında düzenlenip imzalanan 6.9.2004 tarihli belgede bu taşınmazın davalı M.C.tarafından verilecek arsa karşılığında davalı M."e temlik edildiğinin belirtildiği, oysa davalılar tarafından belgede sözü edilen arsanın davacıya verilmediği anlaşılmaktaolup davacı, kendisinde takas yapılacağı izlenimi uyandırılarak hileye düşürüldüğünü ileri sürüp eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
    Somut olaya gelince; davacının hileye düşürülmek suretiyle taşınmazının elinden alındığı hususu davalılardan M. C."ın davadaki beyanı aynı zamanda M. C.tarafından içeriği kabul edilen 6.9.2004 tarihli belge ve Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/636 E. 2010/156 K. sayılı dosyasında sanıklar M. C. ve M.C."ın dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar veren mahkemenin " sanık M. C."ın hile ve sanialar uygulayarak katılan H. D."in iradesini sakatlamak suretiyle kendisi ve resmi evli olduğu sanık eşi M. C.a haksız çıkar sağlayarak katılanı dolandırdığı, sanıklar M. C. ile M.C."ın eylemi birlikte işledikleri" gerekçesinden de bellidir.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara