Esas No: 2014/9887
Karar No: 2016/9654
Karar Tarihi: 19.12.2016
Dolandırıcılık - hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/9887 Esas 2016/9654 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanıkların beraatlarına ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık ...’in, ortağı olduğu ... şirketi adına ... bankasından kullandığı kredi için ...Makina Hırdavat Sanayi şirketine ait toplam 9 adet çeki, ortağı olan ... ile birlikte müştereken imzalaması gerekirken münferiden imzalayarak bankaya teminat olarak verdiği, bu şekilde şikayetçi ...’e yönelik hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği; bu kez sanık ...’ın diğer sanık ... ile birlikte imzalaması gereken 22.01.2009 keşide tarihli, 50.000 TL miktarlı; 04.02.2009 keşide tarihli 100.000 TL meblağlı; 18.03.2009 keşide tarihli 150.000 TL miktarlı çekleri tek başına imzaladıktan sonra kendisiyle birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden diğer sanığa verdiği, onun da imzayı tamamlamadan çeklerin arkasını... Şirketi"nin yetkilisi olarak ciro edip bankaya verdiği, sonrasında fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların ... bankasına çeklerin rızaları hilafına ellerinden çıktıklarını beyan ederek ödemeden men talimatı verdikleri, bu şekilde her iki sanığın katılan ... bankasına karşı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Katılan vekilinin sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
...’a yönelik eylemi nedeniyle sanığa yüklenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikâyetçi bankanın kamu davasına katılma hakkının bulunmaması nedeniyle hükümleri temyiz etme yetkisinin olmadığı; öte yandan şikayetçi banka vekilinin 15.11.2012 günü kendisine tefhim edilen hükme yönelik süresinde vermiş olduğu 15.11.2012 tarihli temyiz dilekçesinde, sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz talebinin bulunmamasına rağmen, anılan hükmü 30.11.2012 günlü dilekçeyle temyiz ettiği anlaşılmakla, şikayetçi banka vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Katılan vekilinin sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesinde;
... şirketi ile ... arasındaki ticari ilişkilerin eskiye dayanması nedeniyle, şube yetkililerinin çeklerin müştereken imzalanmaları gerektiğini bilebilecek durumda olmaları, bu şekilde öncesinde de verilen birçok çekin ödenmiş olması, çeklerin önceden doğan borç karşılığında verilmiş olması ve ödemeden men talimatının sanıkların suç işleme kastıyla hareket ettiklerini göstermeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, yasal unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın hukuka aykırı olduğuna ve atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.