Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/10203 Esas 2016/9610 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/10203
Karar No: 2016/9610
Karar Tarihi: 19.12.2016

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/10203 Esas 2016/9610 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/10203 E.  ,  2016/9610 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanığın, katılanın yanına gelerek, cezaevinde bulunan oğlu ....’ı tanıdığını..."ın, evdeki aracın kiralanması hususunda kendisine izin verdiğini, aracı kiralaması durumunda aracın vergi borçlarını kapatacağını ve aylık kira bedeli vereceğini belirttiği, katılanın da bunu kabul ettiği, bir süre sonra sanığın araçla birlikte ortadan kaybolduğu ve telefonlara çıkmadığı, yapılan araştırmada ..."ın, sanığa aracı alarak kiralaması için izin vermediğinin tespit edildiği, böylece sanığın, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
    Sanığın, gerçekte katılanın oğlunu tanımadığı veya katılanın oğlu olan ..."nın da aracın kiralanması ile ilgili bir talimatı olmadığı halde katılanı kandırarak aracı aldığı, katılana kira bedeli vermediği gibi araçla birlikte ortadan kaybolduğu, bu şekilde, aracın teslimi sırasında katılanın iradesinin sakatlandığı, zilyetliğin tesliminin rıza ile gerçekleşmediği olayda, sanığın eyleminin hileli hareketlerle haksız menfaat temin edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı anlaşılmakla, TCK’nın 157/1 maddesi kapsamında dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
    Kabule göre de;
    1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
    2-Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK"nın 52/2. maddesinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
    3- 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    4-5237 sayılı TCK"nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, lehe olan söz konusu iptal kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 19.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara