Esas No: 2022/13872
Karar No: 2022/3728
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/13872 Esas 2022/3728 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/13872 E. , 2022/3728 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli)
Suç : Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak 17.07.1996 (... bakımından)
Hüküm : Hükümlüler/sanıklar hakkındaki yargılamanın yenilenmesi sonucunda; İstanbul Kapatılan 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 1996/180- 2008/129 sayılı ilamı ile 765 sayılı TCK'nın 146/1, 59/1, 31, 33, 40. maddeleri gereğince verilen müebbet hapis cezasına ilişkin hükmün CMK'nın 323/1 maddesi uyarınca onaylanmasına dair ek karar
Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye cebren teşebbüs etmek suçundan, mülga 5218 Kanun ile değişik 765 sayılı TCK'nın 146/1, 59/1, 31, 33, 40, maddeleri gereğince cezalandırılmasına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 30.05.2008 tarih, 1996/180 esas ve 2008/129 karar sayılı ilamının, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.03.2008 tarih, 2008/18757 esas ve 2009/2808 karar sayılı ilamı ile onandığı, 11.03.2009 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak hükümlülerin/sanıkların 12.09.2019 tarihli başvurusuyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 19.12.2019 tarih ve 53848/09 başvuru nolu kararı ile ''Davalının sözleşmenin 6/1 ve 3 kapsamındaki deklarasyon koşulları ve burada atıfta bulunan taahhütlerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla öngörülen yöntemleri dikkate alarak; AİHS'nin 6/1 ve 3 (c) maddesi kapsamındaki şikayetlerin sözleşmenin 37/1-c maddesi uyarınca kayıttan düşürülmesine'' karar verdiği, hükümlülerin/sanıkların
müdafiince bu karar gerekçe gösterilerek 10.06.2020 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması üzerine, mahkemece CMK'nın 311/1 ve 318/1. maddeleri uyarınca istemin kabule değer olduğuna 24.12.2020 tarihinde karar verildiği, duruşmalı olarak yapılan yargılama sonucunda; "İstanbul 9 Ağır Ceza Mahkemesinin (Kapatılan CMK 250 maddesiyle görevli) 30.05.2008 tarih, 1996/180 esas, 2008/129 sayılı kararının gerekçesinde, mahkumiyet hükmü kurulurken sadece hükümlülerin/sanıkların hazırlık soruşturmasında vermiş oldukları ifadelerin dayanak yapılmadığı, mahkemenin; duruşmada dinlenen tanık beyanları, mağdur beyanları, diğer sanıkların anlatımları, tatbikatlı olay gösterme tutanakları, yer gösterme tutanakları, ekspertiz raporları ve diğer deliler de dikkate alınarak mahkumiyet hükmü kurulduğu, hükümlülerin/sanıkların yargılamanın ileriki aşamalarında müdafi yardımından yararlandırıldığı, böylece sonraki aşamalarda sağlanan müdafi yardımı ile soruşturmanın başında savunma hakkına verilen zararın telafi edildiği, soruşturma aşamasında gözaltında iken alınan ifadelerinin mahkumiyet için tek başına belirleyici bir kanıt olarak kullanılmadığı" gerekçe gösterilerek CMK'nın 323/1 maddesi uyarınca 22.11.2021 tarihli ek karar ile İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 30.05.2008 tarih, 1996/180 esas ve 2008/129 karar sayılı ilamının onaylanmasına karar verdiği, bu kararın hükümlülerin/sanıkların müdafii tarafından temyiz edildiği görülmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan duruşmalı incelemede;
1- Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/1, T.C. Anayasasının 141/2, CMK'nın 34/1 ve 230/1-b-c maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması, Yargıtayın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu verilere mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, eylem ile hükümlünün/sanığın ilişkilendirilmesi, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekir.
Gerekçede hükmün dayanakları akla hukuka ve dosyadaki bilgi ve belgelere uygun olarak açıklanmalı, yasal ve yeterli olmalı, tarafları tatmin etmeli, kanunun amacına uygun düşmeli, uygulamada keyfiliği önlemeli ve bu şekilde denetim yapılmasına olanak sağlamalıdır.
İncelenen dosyada AİHM'nin saptadığı ihlallerin sonuçlarını etkin biçimde ortadan kaldıracak yeni bir adil yargılamanın yapılması amacıyla yargılamanın yenilenmesi istemi yerinde görülerek duruşma açılıp müdafii yardımından yararlandırılarak gerçekleştirilen yeni yargılama sonunda verilen kararda; Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin 19.12.2019 tarih ve 53848/09 başvuru nolu kararında yer alan ve ilgili bölümde işaret olunan ihlal sebeplerinin ne suretle etkin biçimde karşılandığına ilişkin gerekçelerin nelerden ibaret olduğu bağlamında, toplanan delillerin karar yerinde tartışılıp suçun ne şekilde işlendiğinin açıklanması, mevcut delillerin irdelenmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğunun, bu kapsamda varsa dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle bu delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması, suçun nitelendirmesi yapılarak yenilenen yargılamanın daha önce yapılıp bitirilen yargılama sonucunda ulaşılan sonuçları değiştirecek bir yenilik getirip getirmediğinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık, tereddütleri giderecek ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösterilmesi gerekirken kararda; önceki yargılama sürecinin ve gelişiminin anlatılarak, karara atıfla "İstanbul 9 Ağır Ceza Mahkemesinin (Kapatılan CMK 250 maddesiyle görevli) 30.05.2008 tarih, 1996/180 esas, 2008/129 sayılı kararının gerekçesinde, mahkumiyet hükmü kurulurken sadece hükümlülerin/sanıkların hazırlık soruşturmasında vermiş oldukları ifadelerin dayanak yapılmadığı, mahkemenin; duruşmada dinlenen tanık beyanları, mağdur beyanları, diğer sanıkların anlatımları, tatbikatlı olay gösterme tutanakları, yer gösterme tutanakları, ekspertiz raporları ve diğer deliler de dikkate alınarak mahkumiyet hükmü kurulduğu, hükümlülerin/sanıkların yargılamanın ileriki aşamalarında müdafi yardımından yararlandırıldığı, böylece sonraki aşamalarda sağlanan müdafi yardımı ile soruşturmanın başında savunma hakkına verilen zararın telafi edildiği, soruşturma aşamasında gözaltında iken alınan ifadelerinin mahkumiyet için tek başına belirleyici bir kanıt olarak kullanılmadığı"nın belirtilmesi ile yetinilerek, açıklanan ilkeler ve verilen ihlal kararının mahiyetine nazaran yasal ve yeterli gerekçe göstermeden karar verilmesi suretiyle Anayasanın 141, CMK'nın 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesi,
2-05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanunla 5271 sayılı CMK'nın 250. maddesi uyarınca görevli ağır ceza mahkemelerinin, yerine kurulan TMK'nın 10. maddesi ile görevli ağır ceza mahkemelerinin ise 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 6526 sayılı Kanunla kaldırılmasına ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları aşamadan itibaren derdest bulunan dosyaların kovuşturmaya devam edilmek üzere yetkili ve görevli mahkemelere, kaldırılan mahkemelerde bulunan ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve emanetler ile diğer evrak ve dokümanların ise Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenecek mahkeme veya mahkemelere devredilirek, müteakip işlem ve taleplerin bu mahkemelerce yerine getirileceğinin belirtilmesine nazaran, yeniden yargılama yapma ve delilleri değerlendirme görevinin, 6526 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince yetkili ağır ceza
mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, İstanbul Kapatılan 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile görevli) sıfatı ile celse açılmak sureti ile yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Hükümlülerin/sanıkların ve hakkında beyanda bulunan diğer dosya sanıklarının kolluk aşamasındaki beyanlarının baskı altında alındığına, gerçeği yansıtmadığına, hiçbir yeri göstermemelerine karşın yer gösterme tutanağı hazırlandığına dair iddiaları gözetilerek, yer gösterme sırasında kamera görüntülerinin çekilip, çekilmediğinin tespiti ile var olan görüntülerin dosya içerisine getirtilip, bu kayıtların denetime açık şekilde çözümlerinin dosyaya eklenilmesi sağlanılarak gerekirse uzman bilirkişi raporu aldırılıp, görüntülerde hükümlülere/sanıklara atılı suça ilişkin maddi delil elde edilip edilemediği tespit olunarak, bu delillerin ikrarları doğrulayıp doğrulamadığı belirlendikten sonra, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlüler/sanıklar müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görüldüğünden kararın BOZULMASINA, hükümlüler/sanıklar müdafiinin infazın durdurulması istemlerinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
21.06.2022 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı İsmail Aydın'ın huzurunda, duruşmada savunma yapmış bulunan hükümlüler ... ve ... müdafii Av. ...’in yokluğunda, 29.06.2022 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.