Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalılar ve miras bırakanları adlarına kayıtlı 699 parsel sayılı taşınmazın kısmen 3621 sayılı Yasaya göre devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler kapsamında kaldığını ileri sürüp, 325 m2 lik kısmının tapu kaydının iptalini istemiştir.
Davalı C. davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 82.25 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı Hazine vekili ile davalılar C. B. ve H. S. O. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 699 parsel sayılı taşınmazın 02.05.1966 tarihinde tapulama ile paylı mülkiyet üzere H. M.karısı F. D. mirasçıları, H. K.O., S. İ., İ. O., T. A. H. A. kızı N. adlarına, bazı payların da intikal ile C. B. ve M. İ. T. adlarına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, tapu iptali davaları kayıt malikleri aleyhinde açılır ve taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından karar verilmesine yasal olanak yoktur.
Oysa somut olayda, kayıt maliklerinden H.M. karısı F. D. ile Z.G.’in mirasçılık belgeleri temin edilip, dava dışı mirasçıların bulunup bulunmadığı saptanmadığı gibi; kayden H.M. kızı H.A. paydaş olup, M. E. kızı H.O. mirasçılarına karşı dava açılmış olmasına göre, adı geçen kayıt maliki H. M. kızı H. A. ile bazı davalıların miras bırakanı M. E. kızı H. O.’ın aynı kişiler olup olmadıkları belirlenmemiş, aynı kişiler olmaları halinde tapu kaydının düzeltilmesi gereği, farklı kişiler olmaları halinde kayıt malikinin, ölmüşse mirasçılık belgesinin temin edilerek mirasçılarının davada yer almaları gereği yerine getirilmemiştir.
Öte yandan; H. Ş. D. mirasçılarından oğlu M.Ş.’nün eşi S.; N. mirasçılarından H. H. G. çocukları A. Y.ve R.’ya karşı da dava yöneltilmemiştir.
O halde, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez.
Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazın tüm paydaşlarının ve ölenlerin mirasçılarının tamamının davada yer almaları gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı Hazine ile davalılar C. B. ve H. S.O.’ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.