Esas No: 2016/4101
Karar No: 2016/9323
Karar Tarihi: 08.12.2016
Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/4101 Esas 2016/9323 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan; Tüm sanıkların beraatlerine,
Dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."un beraatlerine,
Sanıklar ..., ... ve ..."ın dolandırıcılık eylemlerinden dolayı; TCK"nın 158/1-h, 52/2-4,53 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine. (otuzbeşer kez )
Sanıklar hakkında dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat ve mahkumiyete ilişkin hükümler katılan ... vekili, katılan ... vekili ile sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ile ... müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen ayrı ayrı cezaların on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nun 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1)Tüm sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,katılanlar vekillerinin beraat kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2)Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar ..., ..., ... ve ..."ün ... il merkezinde faaliyette bulunan ... A.Ş"nin yönetim kurulu başkanı ve hissedarı oldukları, sanık ..."ün resmiyette şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı fakat fiiliyatta şirketin bütün işlerini takip ve yönettiği, bu şahsın dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre piyasadan faiz karşılığı borç para alıp ticaret yaptığı, borç aldığı kişilere de yüksek oranlarda faiz ödediğinin iddia edilmesi ve bir kısım katılanların beyanlarında, aylık %18 oranında kar payı alacaklarını beyan ettikleri, katılanlar tarafından yatırıldığı iddia edilen paraların tam sayı şeklinde değil de küsuratlı oluşu(63.183 TL, 19.442 TL, 123.026 TL, 163.125 TL, 61.223 TL, 19.438 TL, 20.647 TL, 17.569 TL, 56.267 TL gibi) ve sanık ... tarafından dosyaya sunulan hesap hareketlerini içerir listede de katılanların paralarına aylık faiz işletildiğinin anlaşılması karşısında;
Öncelikle mahkemece maddi gerçeği bulunması amacıyla sanıklar ile katılanlar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin denetime elverecek şekilde açıklığa kavuşturulması, bu amaçla, sanıklar tarafından borç alıp vermede kullanılan hesaplar ile katılanlara ait hesapların ve sanık ... tarafından sunulan listenin suç tarihi ve öncesini de içerecek şekilde konusunda uzman üç kişiden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle karşılaştırmasının yapılarak rapor alınması, ortaya çıkacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-Meydana gelen olayda sanıkların katılanları 10.000 TL ile 560.000 Tl arasında değişen miktarlarda dolandırdıklarının iddia edilmesi ve mahkemece de bu şekilde kabul edilmesi karşısında, her bir mağdura yönelik eylemden dolayı temel ceza belirlenirken, gösterilen gerekçelerin TCK’nın 61. maddesine uygun olarak karar yerinde denetime elverişli, orantılılık ilkesini aşmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği gözetilmeden "suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın kastının yoğunluğu, elde edilen menfaatin fazlalığı dikkate alınarak takdiren ve teşdiden" denmek suretiyle ceza tayini,
2-Katılan ..."in sanıklardan ... ile arasındaki arkadaşlık ilişkisi nedeniyle bu sanığa 20.000 TL parayı borç olarak verdiğini, herhangi bir şekilde kar amacı veya faiz kazanmak amacıyla para vermediğini beyan etmesi karşısında, bu katılana yönelik eylemin suç teşkil etmediği gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ... ve ... müdafileri müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, bozma nedeni ve sanıkların tutuklu kaldıkları süre nazara alınarak TAHLİYELERİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değillerse sanıklar ..., ... ve ..."ın derhal salıverilmesinin temini için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.